Vizyon Kuyumcu
Savaş KİRAZ
Köşe Yazarı
Savaş KİRAZ
 

‘Acınızdan ölün’ deniliyor

Hepimizin bildiği Türkiye'de ekonomik olarak zor bir dönemden geçiliyor. Her dönem olduğu gibi ekonominin düzelmesi doğrultusunda acı reçete vatandaşa kesiliyor. ÖTV'ler artıyor, KDV'ler artıyor, MTV'ler çifter alınıyor, benzine motorine elektriğe suya zamlar geliyor. Sonuç olarak faturayı vatandaş ödüyor. Hele bir kısım var ki, onlara resmen "acınızdan ölün" deniliyor. SKK ve BAĞ KUR emeklileri perişan haldeler, 10 bin lira emekli maaşı verilip hadi buyurun bir ay bu parayla geçinin deniliyor. Bu pahalılıkta emekliyi 10 bin lira geçindirmek ne vicdana ne mantığa sığmaz. Tamam, yüz yılda olabilecek bir salgın oldu, depremler oldu bırakın ülkeyi dünya olarak bir buhran yaşandı, mülteciler için milyarlarca dolar harcandı ve harcanmaya da devam ediliyor. Hepsine eyvallah! Ama kardeşim bu olanların suçu da vatandaşın değil ki! Neden faturayı sadece vatandaş ödüyor? Neden ömrünün son baharına giren emekliler bu bedeli ödüyor? Mesela kamuda tasarruf neden yok. Makam arabaları milyonlar değerin de, kiralan arabaları saymıyorum bile, meslek liseleri ekipman sıkıntısı çekerken, bir çok sektörde usta sıkıntısı varken, her ile üniversite açıldı gerçekten lüzum var mıydı? Ya da Milletvekilliğin de emeklilik sistemi neden var? Ne iş yaparlar da 2 sene vekillik yapan biri vekil emeklisi olup ayda 77 bin lira maaş neden alır? Üstelik hem emekli olan, hem de vekil olarak görev yapan yaklaşık 300 vekilin maaşı, 147 bin liradan 230 bin liraya neden yükseltilir? Liderlerinin "yat" dediği yerde yatan, "kalk" dediği yerde kalkan gömlek değişir gibi parti değişen özellikle de Başkanlık sisteminden sonra 600 vekil ne iş yapar? Başkanlık sisteminde neredeyse tüm yetkiler cumhurbaşkanındayken 600 vekile gerçekten ihtiyaç var mıdır? 300 vekille bu iş olmaz mı? Türkiye de yaklaşık 50 bin muhtar var ve köy muhtarlığının kurulabilmesi için yanlış bilmiyorsam nüfusun 150'den fazla olması şartı aranmaktadır. Birçok köyde köy okulları kaldırılırken 300 ya da 500 nüfuslu bir köyde muhtara ihtiyaç var mıdır? Aynı görevi yani muhtarın görevini o köyün imamı yapamaz mı? Çünkü 2024 yılı için Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayrılan bütçe 91.824.805.000 TL oldu. Diyanet bu bütçeyi nerde kullanmaktadır? Kısaca muhtar sayısında bir azaltma neden olmaz? Ya da hadi köylerde muhtara bir şekil de ihtiyaç olur diyelim; O zaman şehirlerde valilikler kaymakamlıklar belediyeler varken muhtarlara gerek var mıdır? Kısaca 50 bin muhtar fazla değil midir? Ülkemiz de 5 milyon 101 bin 689 olup, bunun 3 milyon 467 bin 443'ü kadrolu personel (memur), 277 bin 281'i sözleşmeli personel ve 1 milyon 204 bin 526'i daimi işçi statüsünde çalışan personeldir. Bu sayı gerçekten ihtiyaç için midir? Yoksa seçim zamanı yapılan oy yatırımlarının sonucu mudur? Evet, her ne kadar emeklilerin en çok hakkını arayan yazarlardan biri ben olsam da,  şu anda ülkemizde 10.523.105'i SSK emeklisi, 2.849.668'i BAĞ-KUR emeklisi ve 2.478.471'i Emekli Sandığı emeklisi olmak üzere, toplam 15.851.244 emekli yer almaktadır. Bu sayı fazla değil midir? Bu sayının bu kadar fazla olmasının nedeni yine seçim yatırımları yüzünden değil midir? Emekli maaşları dolara endeksli artmazken, müttehitlere verilen ihaleler neden dolar endekslidir? Tamam, kapımıza gelen düşman bile olsa biz millet olarak bakarız yarası varsa iyileştiririz. Kapımıza gelen sığınmacılara da yıllarca baktık ilgilendik ama artık kendi ülkelerine gitme zamanları gelmedi mi? Saydıklarıma onlarca yüzlerce daha örnek verebilirim? Eğer fedakârlık olacaksa bu ülkede en alttakinden en üstekine kadar her birim de her birey de fedakârlık olmalıdır. Gariban emekliye al 10 bin lirayla geçin denirken 4 sene görev yapmış bir vekile yaklaşık 77 bin lira emekli maaşı vermek adil bir davranış değildir. Sâd Suresi 26. Ayet:"Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır." Sorarım insanlar arasın da adalet var mıdır? Kendilerine yüz binlerce maaş alıp emekliye 10 bin lira vermek adaletli bir davranış mıdır? Yöneticilik zor bir iştir. Eğer adalet hükmetmezsen, bu dünya da olmasa bile diğer dünyada bedeli ağır olur. Benden hatırlatması.
Ekleme Tarihi: 01 Mart 2024 - Cuma
Savaş KİRAZ

‘Acınızdan ölün’ deniliyor

Hepimizin bildiği Türkiye'de ekonomik olarak zor bir dönemden geçiliyor.

Her dönem olduğu gibi ekonominin düzelmesi doğrultusunda acı reçete vatandaşa kesiliyor.

ÖTV'ler artıyor, KDV'ler artıyor, MTV'ler çifter alınıyor, benzine motorine elektriğe suya zamlar geliyor.

Sonuç olarak faturayı vatandaş ödüyor.

Hele bir kısım var ki, onlara resmen "acınızdan ölün" deniliyor.

SKK ve BAĞ KUR emeklileri perişan haldeler, 10 bin lira emekli maaşı verilip hadi buyurun bir ay bu parayla geçinin deniliyor.

Bu pahalılıkta emekliyi 10 bin lira geçindirmek ne vicdana ne mantığa sığmaz.

Tamam, yüz yılda olabilecek bir salgın oldu, depremler oldu bırakın ülkeyi dünya olarak bir buhran yaşandı, mülteciler için milyarlarca dolar harcandı ve harcanmaya da devam ediliyor.

Hepsine eyvallah!

Ama kardeşim bu olanların suçu da vatandaşın değil ki!

Neden faturayı sadece vatandaş ödüyor?

Neden ömrünün son baharına giren emekliler bu bedeli ödüyor?

Mesela kamuda tasarruf neden yok.

Makam arabaları milyonlar değerin de, kiralan arabaları saymıyorum bile, meslek liseleri ekipman sıkıntısı çekerken, bir çok sektörde usta sıkıntısı varken, her ile üniversite açıldı gerçekten lüzum var mıydı?

Ya da Milletvekilliğin de emeklilik sistemi neden var?

Ne iş yaparlar da 2 sene vekillik yapan biri vekil emeklisi olup ayda 77 bin lira maaş neden alır?

Üstelik hem emekli olan, hem de vekil olarak görev yapan yaklaşık 300 vekilin maaşı, 147 bin liradan 230 bin liraya neden yükseltilir?

Liderlerinin "yat" dediği yerde yatan, "kalk" dediği yerde kalkan gömlek değişir gibi parti değişen özellikle de Başkanlık sisteminden sonra 600 vekil ne iş yapar?

Başkanlık sisteminde neredeyse tüm yetkiler cumhurbaşkanındayken 600 vekile gerçekten ihtiyaç var mıdır?

300 vekille bu iş olmaz mı?

Türkiye de yaklaşık 50 bin muhtar var ve köy muhtarlığının kurulabilmesi için yanlış bilmiyorsam nüfusun 150'den fazla olması şartı aranmaktadır.

Birçok köyde köy okulları kaldırılırken 300 ya da 500 nüfuslu bir köyde muhtara ihtiyaç var mıdır?

Aynı görevi yani muhtarın görevini o köyün imamı yapamaz mı?

Çünkü 2024 yılı için Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayrılan bütçe 91.824.805.000 TL oldu.

Diyanet bu bütçeyi nerde kullanmaktadır?

Kısaca muhtar sayısında bir azaltma neden olmaz?

Ya da hadi köylerde muhtara bir şekil de ihtiyaç olur diyelim; O zaman şehirlerde valilikler kaymakamlıklar belediyeler varken muhtarlara gerek var mıdır?

Kısaca 50 bin muhtar fazla değil midir?

Ülkemiz de 5 milyon 101 bin 689 olup, bunun 3 milyon 467 bin 443'ü kadrolu personel (memur), 277 bin 281'i sözleşmeli personel ve 1 milyon 204 bin 526'i daimi işçi statüsünde çalışan personeldir.

Bu sayı gerçekten ihtiyaç için midir?

Yoksa seçim zamanı yapılan oy yatırımlarının sonucu mudur?

Evet, her ne kadar emeklilerin en çok hakkını arayan yazarlardan biri ben olsam da,  şu anda ülkemizde 10.523.105'i SSK emeklisi, 2.849.668'i BAĞ-KUR emeklisi ve 2.478.471'i Emekli Sandığı emeklisi olmak üzere, toplam 15.851.244 emekli yer almaktadır.

Bu sayı fazla değil midir?

Bu sayının bu kadar fazla olmasının nedeni yine seçim yatırımları yüzünden değil midir?

Emekli maaşları dolara endeksli artmazken, müttehitlere verilen ihaleler neden dolar endekslidir?

Tamam, kapımıza gelen düşman bile olsa biz millet olarak bakarız yarası varsa iyileştiririz.

Kapımıza gelen sığınmacılara da yıllarca baktık ilgilendik ama artık kendi ülkelerine gitme zamanları gelmedi mi?

Saydıklarıma onlarca yüzlerce daha örnek verebilirim?

Eğer fedakârlık olacaksa bu ülkede en alttakinden en üstekine kadar her birim de her birey de fedakârlık olmalıdır.

Gariban emekliye al 10 bin lirayla geçin denirken 4 sene görev yapmış bir vekile yaklaşık 77 bin lira emekli maaşı vermek adil bir davranış değildir.

Sâd Suresi 26. Ayet:"Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır."

Sorarım insanlar arasın da adalet var mıdır?

Kendilerine yüz binlerce maaş alıp emekliye 10 bin lira vermek adaletli bir davranış mıdır?

Yöneticilik zor bir iştir.

Eğer adalet hükmetmezsen, bu dünya da olmasa bile diğer dünyada bedeli ağır olur.

Benden hatırlatması.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.