Milli bayramlar ülkelerinin milli değerlediğidir.
Bu gibi bayramlarda siyaset olmaz, siyaset yapılmaz, siyasi bayraklar açılmaz, siyasi liderlerin posterleri açılmaz.
Adı üzerinde “MİLLİ BAYRAM”
Ama gelin görün ki, eski köye yeni adet getirme heveslileri bu Cumhuriyet Bayramı'nda yeni adetler edinmeye başladılar.
Okullarda birçok devlet kurumlarında hatta gelen kurmay başkanlığının binasına Mustafa Kemal Atatürk posteri ile birlikte Cumhurbaşkanının da posterini astılar.
Şimdi "bunda ne var?" diyenler çıkacaktır ama olmaz kardeşim olmaz.
Adı üstünde milli bayramlar siyaset üstü bir konumda olan bir durumlardır.
Sayın Cumhurbaşkanı tarafsız mı?
Değil.
Sonuç olarak belli bir görüşü belli bir siyasi partiyi temsil ediyor yani tarafsız değil taraf.
Ama milli bayramlar sağcısı olsun solcusu olsun dini ırkı ne olursa olsun herkesin bayramıdır.
Elbette cumhuriyete karşı olanlar kendi iradesini kullanıp seçme ve seçilme hakkını kullanmaktan yoksun olup babadan oğula geçen padişahlık sistemini isteyenler var mıdır?
Vardır.
Ben bu tip insanları ciddiye bile almıyorum bu yüzden onları ayrı bir kefeye koyuyorum.
Ama kendi iradesine, kendi aklına güvenen “beni yönetecek insanı ben seçerim” diyen insanların siyasi görüşleri ne olursa olsun Cumhuriyet Bayramı gibi milli bayramlar onlar için milli değerlerdir.
Bu nedenle siyaset, milli bayramlar gibi ülkelerin değerlerine alet edilemez.
Milli bayramlarda Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk resimleri ve Türk bayrağı asılır.
Siz hiç daha önce bu ülkede cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin milli bayramlarda kamu kurumlarına posterlerinin asıldığını gördünüz mü?
Ben görmedim.
Yarın bir gün bu alışkanlık haline gelir seçilen başka bir cumhurbaşkanı da Milli bayramlarda kendi resmini astırır.
Bu durumda da Milli bayramlar bayramlıktan çıkar siyasilerin şovu haline gelebilir.
Mesela diyelim ki, önümüzdeki seçim de başka biri cumhurbaşkanı seçildi ve 15 Temmuz bayramında kendi posterini devletin kurumlarına astırdı bu hoş olur mu?
Bence olmaz.
Tabi hani imam bilmem ne yaparsa cemaat bilmem ne yapar misali işin suyunu da çıkaranlar olur.
İşte kurutuluş savaşının ilk adımlarının atıldığı Samsun'da bile bir devlet okuluna Cumhuriyet Bayramı'nda Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi hiç asılmadı.
Sadece yüce bayrağımız ve cumhurbaşkanımızın resmi asıldı.
Oldu mu?
Olmadı, hem de hiç olmadı.
İsmi bile Atatürk olan bir liseye yani “Atatürk Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’ne” 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda Atatürk’ün posteri asılmadı sadece cumhurbaşkanının resmi asıldı?
Sizce bu bir hata mıydı?
Bilinçsizce mi yapıldı?
Unutuldu mu?
Ya da kasten mi yapıldı?
Hata bile olsa, bilinçsizce bile yapılsa bunun affı olmaz.
O zaman sorarlar o okulun yönetimine siz hep birlikte Alzheimer mi oldunuz?
Yoksa sabah okula gelirken hepiniz aynı anda kafanıza “odun” falan düştü de hafıza kaybımı yaşadınız?
Eğer böyle bir şey yaşandıysa bilelim çünkü insanlar sizlere evlatlarını emanet ediyorlar.
Bana göre bu kasten, bilerek ve bilinçli yapıldı.
Yoksa okuldaki bütün öğretmenlerin aynı anda Alzheimer olmaları ya da aynı anda hepsinin kafasına odun veya saksı falan düşüp hafıza kaybına uğramaları imkansız.
Tamam, Cumhuriyete karşı olabilirsiniz, Mustafa Kemal Atatürk’ü sevmiyor olabilirsiniz ama bu durum Cumhuriyet Bayramı'nda Cumhuriyetin kurucusu olan Atatürk’ün posterini o okula asmama hakkını vermez.
Belki amacınız birilerine şirinlik yapıp ilerde Milli Eğitim Bakanı ya da İl milli eğitim müdürü olmak olabilir, o zaman kendinize liyakatinize güvenip o görevi o şekilde hak edeceksiniz.
Bu şekil de milli bayramlarda birilerine şirinlik yapmaya kalkarak değil.
Cumhuriyeti sevmiyorsanız da gidip istifa edeceksiniz, adı Atatürk olan bir okulda Cumhuriyetin öğretmeni olarak görev yapmayacaksınız.
Mesela bir sürü tarikat hortladı ülkede gidin birine katılın, giyin cübbeyi üzerinize ne halt yerseniz yiyin.
Niyetiniz her neyse(!) bu cumhuriyetin okullarında öğretmenlik yaparak okullarımızı kullanmayın.
Bu durumu alkışlayanlara da bir çift lafım var.
Yarın bir gün iktidara başka biri geldiğin de onlarda bugün sizin yaptığınızı yaparsa o zaman konuşma hakkınız kalmaz.
Hoş ben o günde sizin yerinize konuşur aynı yazıyı yazar aynı tepkiyi veririm onlara da.
Doğru doğrudur.
