Masa başında oturup her ay maaşını alanlar esnafların çok para kazandığını düşünürler.
Sanırlar ki esnaflar para basıyor.
Bir bardak çaya şu kadar verdik, ekmeğin tanesi şu kadar olmuş, berbere kuaföre gittik dünyanın parasını verdik, falan filan gibi laflarla esnafın parayı götürdüğünü düşünürler.
Hatta bazen benim de olduğum ortamlarda da bu konu geçer.
Ben de o zaman derim ki, “buyurun kardeşim bırakın har ay maaşa talim etmeyi sizde açın bir iş yeri görün bakalım dediğiniz kadar esnaf para kazanabiliyor mu?”
Ama hiç birinin cesareti olmaz.
Esnaf kirası vardır, çalışanlarının maaşı vardır, vergileri, primleri, stopajları, elektrik su doğalgaz masrafları vardır.
Hastalansa rapor alamaz, iş yerini bırakıp tatile kolay kolay gidemez, öyle cumartesi pazarı ailesiyle geçiremez, emekli olduğunda tazminat almaz.
Kısaca esnaflık özellikle de bugünün şartların da hiçte kolay bir iş değildir.
Kolay diyen varsa küsmem darılmam buyursun bıraksın garanti maaş gelirini açsın kendine iş yeri.
Ekmek 15 lira oldu diye kendini paralayanlar açsınlar fırın satsınlar ekmeği 5 liraya.
Berber kuaför çok kazınıyor diyenler çocuklarını üniversiteye göndermeyip yapsınlar kuaför berber.
Bir kahve içtim şu kadar para verdim diyenler açsınlar bir kafe kahveyi versinler 10 liraya.
Dolmuşlar pahalı diyenler alsınlar bir hat geçsinler direksiyon başına.
Bekara eş boşamak kolay misali esnaflık yapmak bu devirde o kadar kolay değil.
Hadi vatandaş böyle düşünüyor diyelim, ama son zamanlarda Devletin kurumları ya da Devleti yönetenlerde böyle düşünüyor ki! Esnaf nerdeyse her gün denetleniyor.
Belediye denetler, il sağlık denetler, maliye denetler, SGK denetler. Esnafı denetleyen denetleyene...
Hele maliyenin bir denetmesi var ki(!) sanki ülkenin cari açığını esnafa kestikleri ceza ile kapatacaklalar.
Bakın iddia ediyorum ceza kesmek için esnafa gidiyorlar ve kestikleri bazı cezaların hukuki olarak da vicdanı olarak da mantığı yok.
Mesela ne yapıyorlar;
İş yerine gidiyorlar geriye dönük 3 aylık yazarkasa raporunu alıyorlar, sonra diyorlar ki sen bu 3 ay için de çoğunluk hep viza ödenenlere fiş kesmişsin nakit girişinin fişler çok az ve hopppp ceza.
Ben hukukçu değilim ama hukukçu arkadaşlara sordum “yoruma dayalı ceza olur mu” dedim.
Hepsi olmaz dedi.
Daha iyi anlaşılsın diye şöyle örnek vereyim diyelim ki trafik polisi sizi durduruyor ve size “kırmızı ışıkta geçmişsinizdir” diye ceza kesiyor.
Böle bir şey olabilir mi?
Elinde delil olmadan kamera kaydı olmadan kırmızıda "GEÇMİŞSİNİZDİR" diye ceza kesilebilir mi?
Veya herhangi bir suçu siz işlemişinizdir diyerek sizi ceza evine atabilirler mi?
Eğer bunlar yapılırsa bu hukuk uygun mudur?
Vicdana uygun mudur?
Peki, bu maliyecilerin yaptığı ne hukuka ne vicdana uygun bir davranış mıdır?
Kardeşim millet Samsun Meydan AVM'de tuvalet ücretini bile viza kartıyla ödüyor siz nerden biliyorsunuz da "nakit fiş az kesmişsiniz" diyerek benim esnafıma ceza kesiyorsunuz?
Bu yoruma dayalı ceza kesmek olmuyor mu?
Birde bazı denetime çıkan arkadaşlar yaptıklarının usulsüz olduğunu bildikleri için esnafa aba altından sopa göstermeleri var.
“Bu cezayı kesmesek incelenseniz mutlaka bir şeyler bulurlar buluruz” demeleri gibi.
Bak bak sen bu cezaya sesini çıkarma yok daha fazlasını sana keseriz demek gibi bir şey bu.
Esnaf da ne yapsın cezaya itiraz etse mahkemeye gitse aylarca mahkeme sürecek masraf edecek hadi kazandı diyelim (ki hukukçular dava açılsa kazanılır çünkü yoruma dayalı ceza olmaz diyorlar) bu sefer de maliye bana kafayı takarsa diye korkup cezaları ödüyorlar.
İki tezgâhı olan berber kuaför ya da herhangi bir esnafa sen 3 ayda nakit bir fiş kesmemişsin diye ceza kesen bir zihniyet vicdandan yoksun için de Allah korkusu olmayan bir zihniyettir.
Vurun sopayı esnafın sırtına gücünüz bir onlara yetiyor değil mi?
Yazıklar olsun size.
