Geçen ki yazım da iktidar belediyeleri sütten çıkmış ak kaşık mı diye sormuştum. Hiç iktidara yakın belediyelerde yolsuzluk olmuyor mu? Hiç mi iktidar yanlısı insanlar, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçu işlemiyorlar diye sormuştum. Ve kamuoyunda geçen iddiaları yazmıştım. Nitekim yazımın üzerinde birkaç gün geçmeden iktidar yanlısı hatta milletvekilliği bile yapmış bir şahıs sosyal medya hesabın da bir paylaşım yaptı. Bakın bu kişi paylaşımında ne diyor:  “Kadim bir geçmişe sahip kadim Aziz Millet ve Büyük Devlet, kanlı 1923 darbesiyle hesaplaşmadan ve helalleşmeden yeni terörsüz ve Büyük Devlet yolunda ilerleyemez. Bir düdük çalıp yeni onurlu ve beyaz sayfa açılmalıdır.” Şimdi bu zat bu yazıyla 1923 yılını yani Cumhuriyetin kuruluş yılını kanlı bir darbe olarak görüyor. Üstelik bu sözleri söyleyen Cumhuriyetin kuruluşunun sayesinde milletvekilliği yapmış bir insan. Utanmadan sıkılmadan 1923 kanlı bir darbe olarak görüyor ve bunu çekinmeden korkmadan utanmadan sıkılmadan yazıyor. Yetmiyor birde insanları tahrik eder gibi 1923 darbesiyle hesaplaşmadan terörsüz Büyük Devlet yolunda ilerlenmez diyor. Hadi buyurun bakalım bu sözleri nasıl yorumlanmalı? Cumhuriyeti kanlı bir darbe gibi gören, insanları hesaplaşmaya davet eden bu şahıs halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiş olmuyor mu? Kendi gibi düşünenleri, Cumhuriyeti savunanlara karşı kışkırtmış olmuyor mu? Ya da tersini düşünelim bu zat bu sözleriyle Cumhuriyeti savunanları tahrik etmiş olmuyor mu? Ülkenin değerleriyle oynamış olmuyor mu? Anayasanın birinci maddesi “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir” der. Bu maddeye göre bu kişi anayasal bir suç işlemiş olmuyor mu? Bakınız bu sözleri normal bir vatandaş söylemiyor, iktidar partisin de vekillik yapmış bir kişi söylüyor. İnsanların ciddiye alabileceği konumda ki bir şahıs söylüyor. Hoş bu söylemi her kim söylerse söylesin benim tepkim ve düşüncem aynı olur. Hoş bu şahıs Yeliz takma isimli tuhaf karakterde bir insan. Bunun sözlerini kim ciddiye alır diyebilirsiniz ama öyle değil bu ülkede ne sahte hocaların ne dolandırıcıların sözlerini ciddiye alıp peşine takılıp mağdur olan kişiler var. Okumuş kültürlü bilgili olarak düşünebileceğimiz devletin en önemli yerlerin de görev yapan birçok insan FETÖ denen terör örgütünün liderine inanıp peşinden gitmedi mi? Hatta FETÖ gibi bir sahtekâra inanıp “ne istediyse verdik” diyen siyasiler çıkıp “Allah bizi affetsin” demedi mi? Bu nedenle bu adamın söylemi tehlikeli bir söylemdir. Bu Yeliz kod adlı kişinin yazmış olduğu ve 1923 yılında Cumhuriyetin ilanını kanlı bir darbe olarak gösteren, Cumhuriyete kanlı darbe diyen, insanları tahrik eden bu şahsa, unvanların önlerin de Cumhuriyet olan CUMHURİYET savcıları gerekeni yapacaklardır elbet. Ben şahsen savcı olsam bu adamın dediği bu laf en çok benim zoruma gider. Yani benim makamım “Cumhuriyet savcısı” olacak biri de çıkacak Cumhuriyete kanlı darbe diyecek. O zaman kendime sorarım, bu densiz adamın söylemine göre Cumhuriyet kanlı bir darbeyse(!) Ben CUMHURİYET savcısı olarak neyin savcısı olmuş oluyorum?  İnanıyorum ki bu ülkenin özverili cesur içlerinde Cumhuriyet sevgisi olan ve unvanlarında CUMHURİYET SAVCISI yazan, Cumhuriyet savcıları bu şahıs hakkın da gerekeni yapacaklardır. Ben de buradan CUMHURYETİ kanlı darbe görüp insanları Cumhuriyetle hesaplaşmaya çağıran bu adam hakkın da suç duyurusunda bulunuyorum.  Bir önceki yazımda; “Kısaca iktidar yanlısıysan her yaptığın mubah, değilsen her yaptığın suç gibi bir hava yaratılıyor”  demiştim ya! Bakalım Cumhuriyeti kanlı bir darbe gibi gören, bu ağrır sözlerin sahibi hakkında hukuksal olarak neler yapılacak? Bekleyip göreceğiz.