Yazıma neden bu başlığı koydum? Anlatayım, Son zamanlarda özellikle CHP’li belediyelere operasyonlar yapılmakta, bu operasyonlar doğrudur yanlıştır, haklıdır haksızdır orasını ben bilemem. Bunu yargının kararı belirleyecek. Zaten benim yazımın konusu da bu değil. Ama bir de şöyle bir durum var;  CHP’li belediyelere operasyonlar yapılmaya başlandıktan sonra bazı CHP’li belediye başkanları partisinden ayrılıp iktidar partisine geçmeye başladılar.  Mesela, yaklaşık 23 sene CHP de siyaset yapan Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu CHP’den ayrılıp AKP’ye geçti. Oysa Özlem Çerçioğlu daha öncesinde partisinden ayrılıp AKP'ye geçen Nazilli Belediye Başkanı için neler demişti neler... Hatta Özlem Çerçioğlu, Nazilli halkına şunu bile demişti, “Size il sözü verip sizi kandıranlara yalan söyleyenlere asla oy vermeyin.” Yani AKP’yi halkı kandırmakla yalancılıkla suçlamıştı. Peki, şimdi ne oldu? Birkaç yıl öncesinde kandıranlar dediği yalancılar dediği AKP’ye CHP den istifa edip katıldı. Yani sen 23 yıl CHP de siyaset yap, sonra CHP’li belediyelere operasyonlar yapılmaya başlayınca bir anda CHP’den istifa et yalancı dediğin insanları kandırıyorlar dediğin partiye geç. Bu durumun operasyonlarla bir ilgisi var mı, yoksa sadece tesadüf mü? Yorum sizin sevgili okuyucularım. Bir de Söke Belediye Başkanı var ve ismi Mustafa İberya Arıkan. Bu belediye başkanı da partisinden istifa edip AKP’ye geçti. Geçerken de aynen şunları söyledi; “Bu tarihe güne hep birlikte tanıklık ediyoruz, 24 yıllık bir hasreti Söke’de sona erdirdiğim için çok mutluyum” Peki, CHP den istifa edip AKP geçip tarih yazan Söke Belediye Başkanı geçmişte AKP için ne demiş ona bir bakalım; “22 yıldır iktidar Söke’ye bir çivi çakmadı” Şimdi ne oldu? İktidarın Söke’ye çivi çakması için mi partisinden istifa edip AKP’ye yani iktidar partisine geçti. Tam da CHP’li belediyelere operasyon yapıldığı bir dönemde(!) sizce bu tesadüf mü? Yorumu yine siz okuyucularıma bırakıyorum. Daha birçok belediye başkanı CHP den istifa edip AKP’ye geçti hepsini tek tek yazmamın anlamı yok.  Kimi tarih yazdım diyerek geçti, kimi partim bana yanlış yaptı diye geçti, kimi ilçem il olacak diye geçti, kimi o nedenle, kimi bu nedenle CHP den ayrılıp iktidar belediyesine geçti. Elbette kendilerince bir neden üretmek zorundaydılar, onlarda kendilerince nedenler üretip halkın iradesini hiçe sayıp partilerini bırakıp başka partiye geçtiler. Ama neden bugün geçtiler? Mesela Çerçioğlu 23 yıl siyaset yaptığı partiyi bugün neden bıraktı? Aklı 23 sene sonra mı başına geldi geldi? Bir diğeri tarih yazmak için bugünü mü buldu? Ya da diğerlerinin parti değiştirme sebepleri bugün mü depreşti? Yoksa çiğ yediler karınlarının ağrımasından mı korkuyorlar? Bu soruların cevabını ben bilemem. Ama gerçek şu ki; haklı olsalar dahi zamanlamaları yanlıştı. Çünkü birçok insanın aklına ister istemez takılan sorular oluyor. Eğer CHP’li belediyelere operasyonlar olmasaydı bunlar partilerini bırakıp iktidar partisine geçer miydi? Neden bugünü beklediler? Her neyse sonuç olarak herkesin kendi vicdanı, illerindeki ilçelerindeki seçmenler önümüzde ki dönem işin doğrusunu yaparlar. Haklıysalar tekrar seçerler, haksızsalar "güle güle" derler. Son olarak şunu da belirtmek isterim, seçilenlerde parti değişikliği yasaklanmalı. Bu halkın iradesine ihanettir. Çünkü insanlar belediye başkanlarını seçerken başkan adayının şahsına oy verdiği gibi bağlı olduğu parti içinde oy veriyorlar. Aydın'da Çerçioğlu CHP’den aday değil de bağımsız aday olsaydı seçimi kazanabilir miydi? Belki kazanabilirdi ama bağımsız belediye başkanlığını kazananların sayısı oldukça az. Yoksa yiğidim diyen bağımsız aday olur bir partiye sırtını dayamazdı.  Hani bir laf var “yaram mı var ki gocunayım” Kimi yarasından kimi menfaatinden parti değişiyor. Bu olmamalı. Ayıca bu tip insanlara nasıl güvenilir ki! Yarın bir gün de sizi bırakıp başka partiye geçerler. Ama Türkiye’de ki siyasetin temeli zaten bu değil mi? “Güvensizlik.” Siyasetçilere güvenenler parmak kaldırsın.