Hakan Coşkun, ‘İngilizce, Yalnızca Bir Dil Değil, Global Ekonomiye Açılan Kapıdır’

Coşkun’a göre, dünya çapında İngilizce yeterliliği ciddi bölgesel farklılıklar gösteriyor. Örneğin, Singapur, Hindistan ve Filipinler gibi ülkelerde İngilizce, resmi diller arasında yer alıyor ve bu da eğitimden iş dünyasına kadar pek çok alanda güçlü bir altyapı sunuyor. Buna karşın, Çin, Tayland ve Vietnam gibi ülkelerde, küçük yaşlarda başlayan İngilizce eğitimi olmasına rağmen, konuşma pratiğinin yetersizliği nedeniyle yeterlilik seviyesi beklenen düzeyde değil. Latin Amerika’da Arjantin ve Şili orta-yüksek seviyelerde öne çıkarken, Venezuela ve Honduras gibi ülkelerde ekonomik krizler İngilizce öğretimini olumsuz etkiliyor. Afrika kıtasında ise Güney Afrika, Nijerya ve Kenya gibi İngilizce’nin resmi dil olduğu ülkeler avantajlı konumda yer alıyor. "EĞİTİM POLİTİKALARI BELİRLEYİCİ ROLDE" Genel Müdür Coşkun, İngilizce seviyesindeki farklılıkların başlıca nedenleri arasında eğitim politikaları, ekonomik yapı, küresel etkileşim düzeyi ve teknolojiye erişim gibi faktörlerin yer aldığını belirtiyor. “İngilizceyi ilkokuldan itibaren zorunlu tutan ve modern öğretim tekniklerini benimseyen ülkelerde başarı oranı daha yüksek oluyor. Hindistan ve Filipinler gibi ülkeler buna örnek” diyen Coşkun, İngilizce öğretmenlerinin niteliğine ve öğrenme sürecinde teknolojik materyallerin kullanılmasına da dikkat çekiyor. "KÜRESEL İŞ DÜNYASINDA İNGİLİZCE ŞART" Globalleşmenin etkisiyle çok uluslu şirketlerin faaliyet alanlarını genişlettiğini hatırlatan Coşkun, “Bugün Dubai, Singapur ya da Amsterdam gibi merkezlerde çalışmak isteyen birinin en temel donanımı İngilizce bilgisidir. İngilizce bilmeyen bireyler, sınır ötesi kariyer fırsatlarında geride kalıyor” dedi. Medya ve dijital içeriklerin de dil öğrenimini etkilediğini vurgulayan Coşkun, İngilizce dizi, film ve internet kaynaklarına maruz kalan bireylerin bu dili daha kolay öğrendiğini ifade etti. "İNGİLİZCE YATIRIMDIR" Hakan Coşkun, sözlerini şöyle tamamladı: “İngilizce yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bireylerin dünyaya entegre olmasını sağlayan stratejik bir beceridir. Bugün İngilizceye yapılan yatırım, yarının iş güvencesidir. Ülkeler eğitim sistemlerini ve dil öğretimi stratejilerini güncelleyerek bu farkı kapatabilir. Ama bireysel inisiyatif de çok önemli. Gençlerin erken yaşta İngilizceyle tanışması ve pratik yapabileceği ortamlarla desteklenmesi gerekiyor.”