Hiç yaşadınız mı bilmiyorum ama biraz sonra anlatacaklarımı çok yaşadım. Bir şeyden ne kadar korkarsanız başınıza o şeyin gelme ihtimali artar. Gerek öğrencilik yıllarımda gerekse iş hayatımda yukarıda yazdığım cümleyi çok yaşadım. Öğrencilik yıllarımda bir gömlek veya bir kazak alırdım, çok sevdiğim giyeceğin başına bir şey gelmesin diye üzerine titrerdim. Sonuç: Elbisemin üzerine ya yemek yerken yağ dökülürdü yada yolda yürürken tele takılır bir tarafı yırtılırdı, çok sevdiğim veya çok değer verdiğim eşyaların başına mutlaka bir şeyler gelirdi. İş hayatına yeni atıldığımda öğrencilere konuşma yaparken veya konferanslarda o kadar kişiye hitap ederken hiç hata yapmadan konuşacağım derdim onun stresi ile kürsüye çıkardım. Sonuç: Konuşurken ya dilim sürçerdi, yada sesim titrerdi, yada tahtada veya kürsüde dizlerimin bağı çözülürdü. İçinde olumsuzluk olan yada içinde başarısızlık kokan düşünceler sizin başarı arzunuzu iki yanından yanan mum gibi eritir. Bu tür olumsuz düşünceler sizin yaptığınız işin niteliği ne olursa olsun, doğru veya yanlış, genelde sizi başarısızlığa götürür. Bu olay şuna benzer; arabanıza bindiniz ve yola çıktınız, direksiyonda eliniz titrerse, yola bakarken heyecanlanırsanız, kaza yapma olasılığınız artar. İşin niteliği ne olursa olsun herhangi bir işe başladığınızda başarısızlık olasılığından korkmak, eylemlerinizin başarılı olma olasılığını azaltan en büyük engel haline gelir. Başarısızlığı yenmek için genellikle ilk adım, başarısız olacağına dair inancı yenmektir. Nerede olursanız olun ne yaparsanız yapın kendinize güvenmezseniz başarı olasılığınız düşer. Zafer önce zihinde kazanılmalı gerisi teferruattır. Zayıf ve cesaret noksanı düşünceler sizin bir işteki kaybınızı artırır. İnsan aklını bir canlı gibi hayal edin. Sağlığı bozuk, en ufak bir hava değişikliğinde hasta olan bir kişiye sağlam biri diyebilir misiniz? Aynı mantık aklımızdaki düşüncelerin biçimi içinde geçerlidir. İçinde şüphe olan, güven eksiği olan düşünceler sağlığı bozulmuş hasta gibidir. Ne düşünürseniz düşünün düşündüklerinizle ne yapmaya çalışırsanız çalışın, sağlığı bozuk bir insanın yarı yolda kaldığı gibi sizin düşüncelerinizde en ufak bir zorlukta aklınızda pes eder ve yaptığınız işi yarım bırakmak zorunda kalırsınız. Tarihte başarılı liderler düşüncelerini ısrarla yerine getiren yılmayan insanlardan oluşmuştur. Başarılı kişileri diğerlerinden ayıran en büyük özellik, engellerle karşılaşmalarına rağmen düşüncelerini ısrarla sürdürme yetenekleridir.  Bu tür kişiler sağlam bir akla sahiptir; vizyonlarında sarsılmaz bir inançları vardır. Pozitif bir düşüncenin saman alevinden çıkan kıvılcım gibi havada yok olmasını istemiyorsanız düşüncenizi gerçekleştirmek için arkasından gitmeniz gerekir. Pozitif düşünceler içinde cesareti barındırır, pozitif düşünceler insanın zihninden doğan kaynak gibidir. Şunu asla unutmayın iyi şeyler düşünmek yeterli değildir. Gerçek dönüşüm, o pozitif enerjiyi ve cesareti arkanıza alıp yola devam etmektir. Kararlı olma ve kararını uygulama  düşündüğünün arkasından gitme,  kalıcı bir gerçekliğe dönüştüren tek yoldur. Tarih, her zaman bu insanların adları ve heykelleri ile doludur. Yarı yoldan dönenlerin ne bir adları ne de heykelleri vardır.