Vizyon Kuyumcu
Hakan DİNÇAY
Köşe Yazarı
Hakan DİNÇAY
 

İçimdeki Korku

Korku, insanlar da olan doğal bir duygudur. Azı karar çoğu zarar cinsinden. Yeri gelir yaşadığımız korku bizi kurtarır. Korkunun dozu artarsa o zaman bize yarar dan çok zarar vermeye başlar.  Korku duvarı sırat köprüsü gibidir; korku duvarın üzerinde bazı zamanlarda korkmadan yürümeye kalkarsanız aşağı düşersiniz. Buna halk arasında cahil cesareti denir. Ama makul oranda korku insanda tedbir yaratır. Bu durumda bir çok tehlikeden kurtulabilirsiniz. Fakat korkular sürekli olmaya başlarsa insan psikolojisinde kronikleşmeye başlar o zaman hiç bir şey yapamaz duruma gelirsiniz. Kronikleşmiş korkuyu yok etmenin belli başlı yoları vardır. Bunun ilacı eczanelerde satılmaz bunun ilacı sizin dirayetinizdir. İleri derece korkunun en iyi tedavisi kendine güven telkin etmektir. Korku duvarını aşmanın yolarından birisi kendinize güvenin artması sonucunda olur. Güven arttırmak nasıl olur peki, korktuğunuz olayların üzerine gitmekle olur. Tamam ben kendime güveniyorum. Korkumu yendim hadi korkunun üzerine gideyim yeneyim korkuyu olur mu ? Yenebilir misin? Ben şimdiden söyleyeyim sonuç hüsran olur. Bu şuna benzer ben yıllarca basketbol oynadım. Bir maça hazırlanırken ağır antrenmanlar yapardık. Potaya binlerce kez top atardık, saatlerce koşardık, gece yorgun argın eve gelir yattığımız gibi uyurduk. Kafamıza göre her şeyi yiyemezdik. Gençtik ama enerjimiz her akşam biterdi. Sonra maça çıkar maçı alırdık genelde çok antrenman yapan maçı kazanırdı. Bir gün taraftarın biri bizim koça şunu dedi. “Hocam takımı çok güzel motive ediyorsun .” dedi. Bizim koç taraftarı yanına çağırdı, şöyle dedi. “Bak kardeşim, bu sporculara bak. Bunlar her gün saatlerce çalışıyor, sen maçta bunları sadece 1 saat seyrediyorsun. Bunun öncesi büyük birikim dolu.  Şöyle düşün, bu takımı şöyle hayal et. Hiç antrenman yapmamış, hiç koşmamış, özel hayatına dikkat etmemiş, bu oyuncuları böyle hayal et. Sonra sen gel bunların koçu ol ve motive et hadi bakalım, aslansın, kaplansın de maça çıkar sence maçı kazanırlar mı? O an o taraftar apışıp kaldı bir şey diyemedi.” Korku da böyle karşında belirsizlik var ve ne olduğunu bilmiyorsun. Korkunu yenmek için önce belirsizliğin ne olduğunu öğrenmelisin, belirsizliği öğrenmenin yolu çok çalışmaktan geçer. Örnek vermek gerekirse: Çoğu kişi şunu der. “Ben büyük topluluğa karşı konuşamam korkarım” der. Hiç deneme yapmadan, bir şeyler öğrenmeden konuşursanız buna cahil cesareti denir rezil olmanız kaçınılmazdır. Kendinizi binlerce kişi dinlerken konuşuyormuş gibi hayal edin. Ne konuda konuşuyorsanız o konu hakkında daha çok bilgi sahibi olun. Hayal ettikçe neyiniz eksik gözlerinizin önüne gelir. Konuşacağınız konu hakkında daha çok bilgi sahibi olun, güven eksikliğinin sebebi genelde olumsuz telkinlerdir.  Olumsuz telkinleri lügatınız dan çıkarın. “Sen konuşamazsın, sen beceremezsin, şimdiye kadar kim varsa kürsüde rezil oldu. ” gibi kelimeler. Kendinize güven kazanmak için spor yapın, koşun, herkesle konuşun. Açığınızı kapatın bunu sürekli yaparsanız sizde alışkanlık haline gelir ve binlerce kişi karşısında diliniz sürçmeden konuşursunuz. Korkunuzu yenersiniz. Kaybetmekten korkmayın, kaybetmekten korkmadığınız zaman kazanmaya başlarsınız. Yanlış yapabilirsiniz, yanlış yapa yapa doğruya ulaşırsınız. Hiç yanlış yapmayan, hiç bir şey yapmıyor demektir. Hiç yanlış yapmayan her şeyi tribünden seyrediyor demektir. Sen taraftar gibi olanı biteni tribünden seyredersen, sahadakiler kazandığında şampiyonlar gibi yaşar, sen sadece seyredersin. Ama sahaya inersen sende şampiyon olabilirsin ve şampiyonlar gibi yaşarsın. Bu saha her şey olabilir; bu saha kürsü olabilir, bu saha sınıftaki sıra olabilir, bu saha işyerin olabilir, bu saha inşaat şantiyesi olabilir, rakibin olduğu her yer sahadır.   Heyecanlanıyor musunuz. Heyecan kendine olan güvensizlikten beslenir. Kendinize olan güvensizliği beslemek yerine harekete geçin. Unutma, hareket korkuyu tedavi eder. Kendinize güveni besleyin. Bu zor değil, benim için çok zor derseniz onlara şunu derim. “Senin için çok zor olabilir ama hiç bir şey imkansız değildir.” Herhangi bir duruma hazır olduğunuzda ve harekete geçtiğiniz an zihninize çöreklenmiş korkuyu tedavi etmeye başlarsınız. Unutmayın; çalışmak, özgüveninizi yükseltir, özgüven korkudan daha güçlüdür. Korku, özgüveni yenseydi Thomas Edison’un öğretmeni bu çocuk okumaz dediğinde, Edison bu kadar şey icat etmezdi. Albert EINSTAIN deha olmazdı. Bunların hepsi korkuya yenik düşerdi. Bilinçli ve öğrenilmiş bir özgüven olduğu sürece özgüven karşısında korku çaresizdir. İçi boş bir özgüven sizi felakete götürür. Normal korku, bir anlamda sizin mayınlı tarlaya girmek üzere olduğunuzu söyler. Zararsızdır, üstelik yapabileceğin muhtemel hataya karşı senin beynine uyarı sinyalleri gönderir. Korkunun dozu arttıkça o zaman korku sizde yapıcı değil yıkıcı olmaya başlar. Korkunun ileri aşamaları takıntılara, komplekslere dönüşür. En ileri uçta panik ve dehşeti yaşamaya başlarsınız. Bu noktaya gelmemek için korkunun üzerine gitmekte fayda vardır, korku bilinmezlik üzerine kuruludur.  Araştırarak, okuyarak, inceleyerek, sorarak, kokunun kaynağını anlayabilirsiniz. Korkunun nedenini çözebilirsiniz. O zaman korkunuzu tedavi etmiş olursunuz, o sizi hasta etmeden.
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2025 -Cuma
Hakan DİNÇAY

İçimdeki Korku

Korku, insanlar da olan doğal bir duygudur. Azı karar çoğu zarar cinsinden. Yeri gelir yaşadığımız korku bizi kurtarır.

Korkunun dozu artarsa o zaman bize yarar dan çok zarar vermeye başlar. 

Korku duvarı sırat köprüsü gibidir; korku duvarın üzerinde bazı zamanlarda korkmadan yürümeye kalkarsanız aşağı düşersiniz. Buna halk arasında cahil cesareti denir. Ama makul oranda korku insanda tedbir yaratır. Bu durumda bir çok tehlikeden kurtulabilirsiniz. Fakat korkular sürekli olmaya başlarsa insan psikolojisinde kronikleşmeye başlar o zaman hiç bir şey yapamaz duruma gelirsiniz.

Kronikleşmiş korkuyu yok etmenin belli başlı yoları vardır. Bunun ilacı eczanelerde satılmaz bunun ilacı sizin dirayetinizdir. İleri derece korkunun en iyi tedavisi kendine güven telkin etmektir. Korku duvarını aşmanın yolarından birisi kendinize güvenin artması sonucunda olur. Güven arttırmak nasıl olur peki, korktuğunuz olayların üzerine gitmekle olur.

Tamam ben kendime güveniyorum. Korkumu yendim hadi korkunun üzerine gideyim yeneyim korkuyu olur mu ? Yenebilir misin? Ben şimdiden söyleyeyim sonuç hüsran olur.

Bu şuna benzer ben yıllarca basketbol oynadım. Bir maça hazırlanırken ağır antrenmanlar yapardık. Potaya binlerce kez top atardık, saatlerce koşardık, gece yorgun argın eve gelir yattığımız gibi uyurduk. Kafamıza göre her şeyi yiyemezdik. Gençtik ama enerjimiz her akşam biterdi. Sonra maça çıkar maçı alırdık genelde çok antrenman yapan maçı kazanırdı.

Bir gün taraftarın biri bizim koça şunu dedi. “Hocam takımı çok güzel motive ediyorsun .” dedi.

Bizim koç taraftarı yanına çağırdı, şöyle dedi.

“Bak kardeşim, bu sporculara bak. Bunlar her gün saatlerce çalışıyor, sen maçta bunları sadece 1 saat seyrediyorsun. Bunun öncesi büyük birikim dolu.

 Şöyle düşün, bu takımı şöyle hayal et. Hiç antrenman yapmamış, hiç koşmamış, özel hayatına dikkat etmemiş, bu oyuncuları böyle hayal et. Sonra sen gel bunların koçu ol ve motive et hadi bakalım, aslansın, kaplansın de maça çıkar sence maçı kazanırlar mı? O an o taraftar apışıp kaldı bir şey diyemedi.”

Korku da böyle karşında belirsizlik var ve ne olduğunu bilmiyorsun. Korkunu yenmek için önce belirsizliğin ne olduğunu öğrenmelisin, belirsizliği öğrenmenin yolu çok çalışmaktan geçer.

Örnek vermek gerekirse: Çoğu kişi şunu der. “Ben büyük topluluğa karşı konuşamam korkarım” der. Hiç deneme yapmadan, bir şeyler öğrenmeden konuşursanız buna cahil cesareti denir rezil olmanız kaçınılmazdır.

Kendinizi binlerce kişi dinlerken konuşuyormuş gibi hayal edin. Ne konuda konuşuyorsanız o konu hakkında daha çok bilgi sahibi olun. Hayal ettikçe neyiniz eksik gözlerinizin önüne gelir. Konuşacağınız konu hakkında daha çok bilgi sahibi olun, güven eksikliğinin sebebi genelde olumsuz telkinlerdir.  Olumsuz telkinleri lügatınız dan çıkarın. “Sen konuşamazsın, sen beceremezsin, şimdiye kadar kim varsa kürsüde rezil oldu. ” gibi kelimeler.

Kendinize güven kazanmak için spor yapın, koşun, herkesle konuşun. Açığınızı kapatın bunu sürekli yaparsanız sizde alışkanlık haline gelir ve binlerce kişi karşısında diliniz sürçmeden konuşursunuz. Korkunuzu yenersiniz.

Kaybetmekten korkmayın, kaybetmekten korkmadığınız zaman kazanmaya başlarsınız. Yanlış yapabilirsiniz, yanlış yapa yapa doğruya ulaşırsınız. Hiç yanlış yapmayan, hiç bir şey yapmıyor demektir. Hiç yanlış yapmayan her şeyi tribünden seyrediyor demektir. Sen taraftar gibi olanı biteni tribünden seyredersen, sahadakiler kazandığında şampiyonlar gibi yaşar, sen sadece seyredersin. Ama sahaya inersen sende şampiyon olabilirsin ve şampiyonlar gibi yaşarsın. Bu saha her şey olabilir; bu saha kürsü olabilir, bu saha sınıftaki sıra olabilir, bu saha işyerin olabilir, bu saha inşaat şantiyesi olabilir, rakibin olduğu her yer sahadır.  

Heyecanlanıyor musunuz. Heyecan kendine olan güvensizlikten beslenir. Kendinize olan güvensizliği beslemek yerine harekete geçin. Unutma, hareket korkuyu tedavi eder. Kendinize güveni besleyin. Bu zor değil, benim için çok zor derseniz onlara şunu derim. “Senin için çok zor olabilir ama hiç bir şey imkansız değildir.”

Herhangi bir duruma hazır olduğunuzda ve harekete geçtiğiniz an zihninize çöreklenmiş korkuyu tedavi etmeye başlarsınız. Unutmayın; çalışmak, özgüveninizi yükseltir, özgüven korkudan daha güçlüdür.

Korku, özgüveni yenseydi Thomas Edison’un öğretmeni bu çocuk okumaz dediğinde, Edison bu kadar şey icat etmezdi. Albert EINSTAIN deha olmazdı. Bunların hepsi korkuya yenik düşerdi.

Bilinçli ve öğrenilmiş bir özgüven olduğu sürece özgüven karşısında korku çaresizdir. İçi boş bir özgüven sizi felakete götürür.

Normal korku, bir anlamda sizin mayınlı tarlaya girmek üzere olduğunuzu söyler. Zararsızdır, üstelik yapabileceğin muhtemel hataya karşı senin beynine uyarı sinyalleri gönderir. Korkunun dozu arttıkça o zaman korku sizde yapıcı değil yıkıcı olmaya başlar. Korkunun ileri aşamaları takıntılara, komplekslere dönüşür. En ileri uçta panik ve dehşeti yaşamaya başlarsınız.

Bu noktaya gelmemek için korkunun üzerine gitmekte fayda vardır, korku bilinmezlik üzerine kuruludur.  Araştırarak, okuyarak, inceleyerek, sorarak, kokunun kaynağını anlayabilirsiniz. Korkunun nedenini çözebilirsiniz. O zaman korkunuzu tedavi etmiş olursunuz, o sizi hasta etmeden.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.