Hepimizin kafasından pek çok düşünce, adeta bir film şeridi gibi geçer. Bu düşünceler ışığında birçok plan yaparız; ancak ne yazık ki pek azına sadık kalırız.
Çok konuşuruz, yapılması gerekenleri düşünürüz ve düşündüğümüz her şeyi yapmaya çalışırız. Oysa başarı, ancak sebat ettiğimizde gelir. Yaptığımız işler yarım kaldığında sonuca asla erişemeyiz.
Çevremizdeki kişiler çalışmamıza ve performansımıza bakmaz; onlar sadece sonuca bakar: "Bu adam bu işi becerdi mi, yoksa beceremedi mi?" Başkaları için bu yolda çekilen sıkıntıların önemi yoktur. Onlar için tek önemli olan sonuçtur. Futbol liglerindeki gibi ligi ikinci bitirmenin önemi yoktur ya şampiyonsun yada değilsin.
Çok sevdiğim bir söz vardır: "Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir rüzgâr yardımcı olamaz." Bu söz, hayatımızın her alanında geçerlidir.
Düşüncelerimiz ve yapmak istediklerimiz bizim yakıtımızdır. Bir de hedeflerimiz vardır. Hedefimize ulaşmak için geçeceğimiz inişli ve çıkışlı yollar kaçınılmazdır. Hedefe ulaşma amacımız içimizde ne kadar güçlüyse, sabır ve irademiz o oranda zorluklara dayanır. Aksi takdirde, hedeflerimize ulaşmak bir hayalden öteye gitmez.
Çoğu insan, bu zorlu yollarda hedefe giderken aldığı riskten, başarısız olmaktan, kısacası “rezil olmaktan” korkar ve "keşke bu işe girmeseydim" der. Oysa, her ne olursa olsun insan düşündüğü gibi yaşamalıdır; aksi takdirde yaşadığı gibi düşünmeye başlar.
Olaylara tersten bakalım. Böyle bir duruma geldiğinizde kendinize şunu sorun: Amacınız olmasaydı, hedefiniz olmasaydı, ne olurdu? Kazanacağınız bir şey olmazdı. Bir Japon atasözü ne güzel söyler: "Hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır." Sadece bu kadar mı? Hayata küskün olurdunuz, bir şey yapmayınca hayat size zevk vermezdi. Aslında insanı hayata bağlayan, zorluklar ve güçlüklerdir. Çabalayarak kazanılan her değer, sizi hayata karşı daha da güçlendirir. Güçlendikçe de daha özgür olmaya başlarsınız. Çalışmakla özgürleşirsiniz.
Her ne işe girersen gir, ne iş yaparsan yap; kazanma veya kazanamama riskin vardır. Ola ki kazanamadın, kazanamasan da güçlenerek çıkarsın. Hayatta kaybedersen sen güçlenerek tekrar doğarsın.
Hayat kısa, zamanınız çok önemli. Marketten, mağazadan, bakkaldan herhangi bir şey satın aldığınızda ödemeyi parayla yaparsınız. Unutmayın ki, mirasyedi değilseniz, bütün ödemeler para kazanmak için harcadığınız zaman sayesinde kazanılır. Zaman bundan dolayı çok önemlidir.
Yapılan araştırmalar şunu göstermiştir: İnsanın aklına gelen olumsuz duygular (dedikodu, hasetlik, kıskançlık vb.), işi olmayan ve çalışmayan insanlarda daha fazladır. Daha kötüsü, yaşam boyunca hedefi olmayan kişilerin, hayatta gereksiz şeyleri fazlasıyla abartıp büyüttükleri görülmüştür. Bu kişiler için zaman daha yavaş hareket etmeye başlar; sonrasında sıkıcı bir hayat ve hayattan zevk alamama evreleri başlar.
Zamanını paraya çevir; yararlı işler yapmak için kullan. Yararlı bir iş yaptığında, sonunda para kazanamasan da tecrübe kazanırsın. Bu da paha biçilmez bir kazançtır. Hiçbir zaman durma, durdukça kayıptasın. Dünya bile önce kendi çevresinde, sonra Güneş'in çevresinde döner. Hayat, hep bir devinim içindedir.
İnsan akıllı bir canlıdır ve aklını kullanmasını bilmelidir. Akıldaki düşünceler ve bu düşüncelerin doğrultusunda yapılan işlemler, insanın kendisinde başarma gücü yaratır. Çünkü düşüncenin eyleme geçmesi, kişideki başarma arzusunu kamçılar.
Düşünen bir varlık olan insanoğlu, düşündüklerini gerçekleştirmek için eyleme geçtiğinde, hedefine yaklaşma yolunda adım atmaya başlamış demektir. "Bütün bunlar çok güzel, çok iyi. Hadi başlayalım, hedefimize emin adımlarla yürüyelim," diyebilirsiniz. Ancak unutulmaması gereken bir nokta var: Siz hedefinize yürürken, yürüme esnasında geçici isteklerden ve sizi rahatlatan düşüncelerden uzak durmanız gerekir. Aksi takdirde, hedefinize ulaşamazsınız. Hedefe ulaşma anında sizi rahatlatan her şeyin, hedefe ulaşmanızı engellediğini unutmayın. Eğer önünüze koyduğunuz hedeflere belli bir zaman aralığında varamazsanız veya geçici olarak vazgeçerseniz, daha sonra normalinden daha fazla enerji harcayarak hedefinize ulaşmaya çalışırsınız.
Örneğin: Araba ile bir yere gidiyorsunuz. Gideceğiniz yolu biliyorsunuz ama dalgınlığınıza geldi, dikkatiniz yoldan başka bir yere kaydı, yanınızdaki arkadaşınızla sohbete daldınız ve rotanızı şaşırdınız. Sonra nerede rotanızı şaşırdığınızı bulamadınız. Geriye dönersiniz veya bilmediğiniz başka yollara girersiniz. Bilmediğiniz yollar size çok zor gelebilir, fazladan kilometre ve zaman harcamak zorunda kalırsınız. Bu anlattıklarım basit olanlar. Bir de hayatta yapılan hataların telafisi o kadar zordur ki, baştan başlamak yıllarınızı alabilir. Su akarken küp doldurulmalıdır.
Hedefinize kilitlenmek ve hedefinize en az hata ve hasarla ulaşmak en doğru olandır. Amacınızı belirlediğinizde, hedefinize kilitlenin. Bunu başarmak için aklınızı tıpkı bir navigasyon aleti gibi kullanarak kısa ve net bir şekilde rotanızı çizin. Rotanızı çizdikten sonra, çizdiğiniz rotanın dışına çıkmayın; sonradan geri dönmeniz zor olur. Bu işlem başta zor olabilir ama alışkanlık haline getirince kolaylaşacaktır.
Eğer rotanızın dışına çıkarsanız, içinizde hedefinize ulaşıp ulaşmama konusunda şüpheler yaşayabilirsiniz. Bunun sonrasında sizde panik ve korku başlayabilir.
Unutmayın, başarı gücü, "başaracağım" güdüsü ile başlar. İçinizde oluşturduğunuz başarısız olma korkusu, kuruyan bir ağaç gibidir. O ağaç kurumuştur, kuru ağaç size meyve vermez. İçinizde ki olumsuz duygular tıpkı bahçenizdeki kuru ağaçlar gibidir. Bu kuru ağaçların hastalığı başka ağaçlara da sıçrar. Onları yıkın, yıkmak için baltayı tek bir yere, yılmadan defalarca vurun. Sonunda o dirençsiz kuru ağaç yıkılacak ve siz de onun yerine yeni fidanlar dikeceksiniz. Onları sevgi ve azimle büyütün ki, meyvelerini yiyebilesiniz.
İçinizi saran şüphe, korku ve tedirginlik, başarma gücünüzü baltalar. Yanlışlıkla meyve veren ağaçları kurutmaya başlasınız. Bu duygular, sizi sürekli farklı yollara saptırır ve olumsuz düşünceler sizin mevcut enerjinizi emer. Üstelik olumsuz düşüncelerle, hedefinize giden yola kendi ellerinizle taşlar koymuş olursunuz. Bahçenizde fareler, yılanlar gezmeye başlar.
Şunu asla aklınızdan çıkarmayınız: Hedefine korkmadan, şüphe etmeden, endişe duymadan, seni yıldıran insanlardan uzak durarak yürürsen, önündeki tüm engeller kalkar. Yürüdükçe, yaratıcı gücün sen farkında olmadan ortaya çıkar. Kimsenin bilmediği yoldan gittiğinde, yaratıcılık gücün de sana yardımcı olmaya başlar. O yol, zamanla seni lider yapar.
Bunu başarırsan, aklını bilinçli bir şekilde kullanmaya başlamışsın demektir.
