Vizyon Kuyumcu
Hakan DİNÇAY
Köşe Yazarı
Hakan DİNÇAY
 

Düşüncelerinize Döşediğiniz Mayın Tarlaları

Yaşadığım gerçek bir olayla başlıyorum yazıma Gençlik yıllarımdı, üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. O zamanlar üniversite sınavları iki basamaklı. Birinci basamakta sorular kolay, ikinci basamak sınavında sorular daha zordu. Bir sene dershaneye gittim, gece gündüz çalıştım her konuyu nerede ise sular seller gibi öğrenmiştim. Üniversite sınavı geldi çattı. Bir yılın emeğini iki saatte almam lazım, heyecan dorukta. Birinci basamak sınavına girdim, en iyi olduğum alan matematik ve matematik sorularını cevaplıyorum. Çok iyi bildiğim matematik sorularını cevaplayamadım, yapamıyorum. Heyecandan bütün bildiklerim sanki aklımdan uçtu gitti. Zaman ilerliyor, süre tükeniyor, bende başladı heyecan korku ve panik, dikkatimi sorulara odakladım yok yok yok... Evde rahatça çözdüğüm soruların daha kolayları karşımda ama ben çözemiyorum. Heyecandan avuçlarımın içi terledi. Başka alanlara yöneldim, sosyal ve fen alanına o sorulardan yapabildiğim kadarını yaptım. Evde annem ve babam kesin kazanacağımı biliyorlar sınav iki basamaklı, o zamanlar öğleydi. Sınav sonuçları açıklandı ben birinci basamağı ucu ucuna kazandım. Annem babam çok şaşırdı. “Sen, yüzde bir dilime girmen gerekirken son dilime girmişsin ve sınavı ucu ucuna kazanmışsın.” dediler. Daha sonra ikinci basamak sınavına hazırlandım, okulda bazı derslerim zayıftı ve bütünlemeye kalmıştım. Okuldaki derslerim üniversite ikinci basamak sınavının önüne geçti. Okulda başarısız olduğum dersler ağır basıyordu. Bundan dolayı üniversite ikinci basamak sınavına çalıştım ama ilkine çalıştığım kadar çalışmadım. Okuldaki derslerden kalırsam üniversiteyi kazansam da üniversiteye gidemeyecektim.  O rahatlıkla ikinci basamak sınavına girdim. Soruları korkmadan rahatça çözdüm. Kaybedecek bir şeyim yok dedim. İkinci basamak sınavı sonuçları geldi. Sonuç inanılmaz, çok iyi bir puanla en iyi yeri kazandım ama okuldaki derslerim kötü idi. Zorlana zorlana geçtim dersleri ve üniversitede iyi bir bölümden mezun oldum. Birinci basamak sınavına girerken bende başarısızlık korkusu hakimdi. Şimdi daha iyi anlıyorum. Başarısızlık korkusunun, insanları hedeflerine ulaşmaktan alıkoyan güçlü bir duygu olduğunu. İçimde oluşturduğum bu korku, soruları çok iyi bildiğim halde beklediğim başarının sonucunu değiştirebildi. Barajı kıl payı geçtim. Sadece girdiğim birinci basamak sınavı için değil, olumsuz düşünceler, kişinin kendine olan inancını sarsabiliyor bu sarsıntı insanı başarılı olduğu halde, başarısızlığa götürebiliyor. Bu durumda aklınıza çöreklenen olumsuz düşünceler gerçekliğe dönüşüyor. Çok çalıştığınız halde, heyecan ve korku insanı güvensizliğe sevk ediyor sonrasında "Bu sınavdan kesin kalacağım" veya "Bu işi asla başaramam" gibi bir düşünceye sahip oluyor düşüncelerimiz, sonuç olarak beynimiz bu olumsuz  düşünceye göre hareket etmeye başlıyor. Korku dolu olumsuz düşünceler, olumsuzluk yaratan heyecana yol açabiliyor, sonrasın da korktuğunuz sahne ile karşı karşıya kalıyorsunuz. İçinizde filizlenen olumsuz düşünceler korku ile besleniyor ve siz başarabilme gücünüz olduğu halde başarısız olabiliyorsunuz. Düşüncelerimizde veya yapacağımız işlerde olumsuz senaryolara odaklanmak, zihinsel enerjimizin büyük bir kısmını tüketir. Başaramama korkusunu  beyniniz bir tehdit veya tehlike olarak algılar sonrasında savunmaya geçer. Olumsuz düşünceleriniz devamlı olarak bir olayın kötüye gideceğini size düşündürür, bu durum aklınızın sürekli olarak tedirgin olmasını sağlar. Tıpkı bir ipin sürekli gergin olması gibi uzun süre gergin kalan ip bir süre sonra kopar. Bu durum beyin içinde geçerlidir. Beyin zamanla, zihinsel yorgunluğa, kaygıya ve strese neden olur. Sonuç olarak, beyniniz yorulur karar verme yeteneğiniz zayıflar ve harekete geçme cesaretimizi kaybedersiniz. Bu durum sizi edilgen bir duruma iter ve aklınızda olmasını istemediğiniz durumun gerçekleşme ihtimalini artırır. Ama tersini yaparsanız  (Ben bilmeden ikinci basamak sınavına hazırlanıp girdiğim gibi), çözüm odaklı düşünürseniz, beyninizi pozitif yani olmasını istediğiniz sonuçlara hazırlayan bir düşünce yapısı oluşturursunuz. Düşünce ve çözüm odaklı bir amaca ulaşmanın yollarını aradığımızda, düşünceleriniz yeni çözümler üretmeye ve  çözümler bulmaya başlar. Bu, bilinçaltımıza ekilen yararlı tohumlar gibidir. Bu tohumlar filizlendiğinde, bize cesaret, motivasyon ve doğru yolda olduğumuz hissini verir. Bu durum, başarılı olma şansımızı artırır ve bizi istediğimiz sonuca daha da yaklaştırır. Düşüncelerinize çöreklenen başarısızlık duvarını yıkmak için öncelikle düşünce kalıplarınızın nasıl olduğunun farkına varmanız gerekir. Negatif veya olumsuz bir düşünce aklımıza geldiğinde, hemen onu olumlu yani çözümün bir parçası haline gelebilecek yapıcı bir düşünceyle değiştirmeye çalışmak en doğru yoldur. Örnek vermek gerekirse, Benim birinci basamak sınavında düşündüğüm gibi "Çok çalıştım ama bu sınavı geçemezsem, başaramazsam ne yapacağım"   yerine, "Çok çalıştım, diğer sınavlarda sorulan soruların daha zorlarını çözebilecek güçteyim, nasıl olursa olsun ben bu işin üstesinden kesin geleceğim" deseydim yıllar önce girdiğim sınavdan çok çok iyi puan alabilirdim. Yıllar önce ben bunu düşünemedim ama benim düşünemediğimi siz şimdi düşünün, düşünceleriniz aklınızdaki bilgileri şekillendirir. Korkmayın, endişelenmeyin; korku ve endişenizi aklınızdan çıkarın, çözüme odaklanın, korku ve endişe duvarını yıkın, duvarı kırın ve potansiyelinizi ortaya çıkarın. Zor değil. Sayın okuyucu; şunu asla unutma, sen ne düşünüyorsan düşüncelerin senin karakterini çizer. Hayatta kendini olumsuz bir şekilde şartlarsan şartlar seni hemen olumsuza götürür. Sürekli olarak düşünülen negatif düşünceler, bilinç altına olumsuz ve korku dolu düşünceler yollar.  Bu düşünceler kurtçuklar gibidir zamanla bizim bilinçaltımız da yuvalanır. Yuvalanan yerler zamanla bilinç altımıza da  mayın tarlasına dönüşür. Bu mayın tarlasına basmamak için dikkatli yürümek zorunda kalırsın ama bu sefer dikkati yürüyeceğim derken hatalar yapmaya başlarsın. Korku ve endişe ile oluşan düşünceler sağlıklı karar almanı engeller. Özet olarak yapacağın işin niteliği ne olursa olsun hiç fark etmez. Aklında sanal olarak eli sopalı bir düşünce üretirsen eninde sonunda o düşünce seni cezalandırır. Düşüncelerinin bilinç altında başaramama güdüsü ağır basarsa işin çok zor. Düşüncelerinin bilinç altına sen farkında olmadan mayın tarlasını döşemişsin demektir. Birinden kurtulsan diğerine mutlaka basarsın kurtuluşun yok. Olumsuz düşünceler, korkak, güvensiz, cesaretsizlik kokan düşünceler seni ele geçirmişse düşüncelerinin bilinç altında mayın tarlaları seni bekliyor demektir. Her an o mayınlardan birine basabilirsin.  Bu mayınlara her bastığınızda, bir hayal kırıklığı, bir başarısızlık  ile yüzleşebilirsin. İçindeki başaramama korkunu yenip çözüme odaklanırsan bu mayınları temizlemeye başlamışın demektir. Mayınların yerine senin için yararlı tohumlar ekmeye başlamışın demektir. Gün gelecek o ektiğin tohumların meyvesini yemeğe başlayacaksın o meyve senin pozitif düşüncenin ürünüdür. O zaman hayatında köklü bir değişim yaratabilirsin. Bilinçaltına sana yararlı olan tohumlar ek, mayın ekme. Korku, tedirginlik, bir mayındır, kişide güvensizlik yaratır, bastığın an uçarsın, hedefine ulaşamazsın, yönsüz bir gemi gibi rüzgarda savrulursun esen hiç bir rüzgar sana yardımcı olamaz. Sonra o rüzgar seni bir mayına çarptırıverir.   
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2025 -Cuma
Hakan DİNÇAY

Düşüncelerinize Döşediğiniz Mayın Tarlaları

Yaşadığım gerçek bir olayla başlıyorum yazıma

Gençlik yıllarımdı, üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. O zamanlar üniversite sınavları iki basamaklı. Birinci basamakta sorular kolay, ikinci basamak sınavında sorular daha zordu. Bir sene dershaneye gittim, gece gündüz çalıştım her konuyu nerede ise sular seller gibi öğrenmiştim.

Üniversite sınavı geldi çattı. Bir yılın emeğini iki saatte almam lazım, heyecan dorukta. Birinci basamak sınavına girdim, en iyi olduğum alan matematik ve matematik sorularını cevaplıyorum. Çok iyi bildiğim matematik sorularını cevaplayamadım, yapamıyorum. Heyecandan bütün bildiklerim sanki aklımdan uçtu gitti. Zaman ilerliyor, süre tükeniyor, bende başladı heyecan korku ve panik, dikkatimi sorulara odakladım yok yok yok... Evde rahatça çözdüğüm soruların daha kolayları karşımda ama ben çözemiyorum. Heyecandan avuçlarımın içi terledi. Başka alanlara yöneldim, sosyal ve fen alanına o sorulardan yapabildiğim kadarını yaptım. Evde annem ve babam kesin kazanacağımı biliyorlar sınav iki basamaklı, o zamanlar öğleydi. Sınav sonuçları açıklandı ben birinci basamağı ucu ucuna kazandım. Annem babam çok şaşırdı.

“Sen, yüzde bir dilime girmen gerekirken son dilime girmişsin ve sınavı ucu ucuna kazanmışsın.” dediler.

Daha sonra ikinci basamak sınavına hazırlandım, okulda bazı derslerim zayıftı ve bütünlemeye kalmıştım. Okuldaki derslerim üniversite ikinci basamak sınavının önüne geçti. Okulda başarısız olduğum dersler ağır basıyordu. Bundan dolayı üniversite ikinci basamak sınavına çalıştım ama ilkine çalıştığım kadar çalışmadım. Okuldaki derslerden kalırsam üniversiteyi kazansam da üniversiteye gidemeyecektim.  O rahatlıkla ikinci basamak sınavına girdim. Soruları korkmadan rahatça çözdüm. Kaybedecek bir şeyim yok dedim. İkinci basamak sınavı sonuçları geldi. Sonuç inanılmaz, çok iyi bir puanla en iyi yeri kazandım ama okuldaki derslerim kötü idi. Zorlana zorlana geçtim dersleri ve üniversitede iyi bir bölümden mezun oldum.

Birinci basamak sınavına girerken bende başarısızlık korkusu hakimdi. Şimdi daha iyi anlıyorum. Başarısızlık korkusunun, insanları hedeflerine ulaşmaktan alıkoyan güçlü bir duygu olduğunu. İçimde oluşturduğum bu korku, soruları çok iyi bildiğim halde beklediğim başarının sonucunu değiştirebildi. Barajı kıl payı geçtim. Sadece girdiğim birinci basamak sınavı için değil, olumsuz düşünceler, kişinin kendine olan inancını sarsabiliyor bu sarsıntı insanı başarılı olduğu halde, başarısızlığa götürebiliyor.

Bu durumda aklınıza çöreklenen olumsuz düşünceler gerçekliğe dönüşüyor.

Çok çalıştığınız halde, heyecan ve korku insanı güvensizliğe sevk ediyor sonrasında "Bu sınavdan kesin kalacağım" veya "Bu işi asla başaramam" gibi bir düşünceye sahip oluyor düşüncelerimiz, sonuç olarak beynimiz bu olumsuz  düşünceye göre hareket etmeye başlıyor.

Korku dolu olumsuz düşünceler, olumsuzluk yaratan heyecana yol açabiliyor, sonrasın da korktuğunuz sahne ile karşı karşıya kalıyorsunuz. İçinizde filizlenen olumsuz düşünceler korku ile besleniyor ve siz başarabilme gücünüz olduğu halde başarısız olabiliyorsunuz.

Düşüncelerimizde veya yapacağımız işlerde olumsuz senaryolara odaklanmak, zihinsel enerjimizin büyük bir kısmını tüketir. Başaramama korkusunu  beyniniz bir tehdit veya tehlike olarak algılar sonrasında savunmaya geçer. Olumsuz düşünceleriniz devamlı olarak bir olayın kötüye gideceğini size düşündürür, bu durum aklınızın sürekli olarak tedirgin olmasını sağlar. Tıpkı bir ipin sürekli gergin olması gibi uzun süre gergin kalan ip bir süre sonra kopar. Bu durum beyin içinde geçerlidir. Beyin zamanla, zihinsel yorgunluğa, kaygıya ve strese neden olur. Sonuç olarak, beyniniz yorulur karar verme yeteneğiniz zayıflar ve harekete geçme cesaretimizi kaybedersiniz. Bu durum sizi edilgen bir duruma iter ve aklınızda olmasını istemediğiniz durumun gerçekleşme ihtimalini artırır.

Ama tersini yaparsanız  (Ben bilmeden ikinci basamak sınavına hazırlanıp girdiğim gibi), çözüm odaklı düşünürseniz, beyninizi pozitif yani olmasını istediğiniz sonuçlara hazırlayan bir düşünce yapısı oluşturursunuz. Düşünce ve çözüm odaklı bir amaca ulaşmanın yollarını aradığımızda, düşünceleriniz yeni çözümler üretmeye ve  çözümler bulmaya başlar. Bu, bilinçaltımıza ekilen yararlı tohumlar gibidir. Bu tohumlar filizlendiğinde, bize cesaret, motivasyon ve doğru yolda olduğumuz hissini verir. Bu durum, başarılı olma şansımızı artırır ve bizi istediğimiz sonuca daha da yaklaştırır.

Düşüncelerinize çöreklenen başarısızlık duvarını yıkmak için öncelikle düşünce kalıplarınızın nasıl olduğunun farkına varmanız gerekir. Negatif veya olumsuz bir düşünce aklımıza geldiğinde, hemen onu olumlu yani çözümün bir parçası haline gelebilecek yapıcı bir düşünceyle değiştirmeye çalışmak en doğru yoldur.

Örnek vermek gerekirse, Benim birinci basamak sınavında düşündüğüm gibi "Çok çalıştım ama bu sınavı geçemezsem, başaramazsam ne yapacağım"   yerine, "Çok çalıştım, diğer sınavlarda sorulan soruların daha zorlarını çözebilecek güçteyim, nasıl olursa olsun ben bu işin üstesinden kesin geleceğim" deseydim yıllar önce girdiğim sınavdan çok çok iyi puan alabilirdim. Yıllar önce ben bunu düşünemedim ama benim düşünemediğimi siz şimdi düşünün, düşünceleriniz aklınızdaki bilgileri şekillendirir. Korkmayın, endişelenmeyin; korku ve endişenizi aklınızdan çıkarın, çözüme odaklanın, korku ve endişe duvarını yıkın, duvarı kırın ve potansiyelinizi ortaya çıkarın. Zor değil.

Sayın okuyucu; şunu asla unutma, sen ne düşünüyorsan düşüncelerin senin karakterini çizer.

Hayatta kendini olumsuz bir şekilde şartlarsan şartlar seni hemen olumsuza götürür. Sürekli olarak düşünülen negatif düşünceler, bilinç altına olumsuz ve korku dolu düşünceler yollar.  Bu düşünceler kurtçuklar gibidir zamanla bizim bilinçaltımız da yuvalanır. Yuvalanan yerler zamanla bilinç altımıza da  mayın tarlasına dönüşür. Bu mayın tarlasına basmamak için dikkatli yürümek zorunda kalırsın ama bu sefer dikkati yürüyeceğim derken hatalar yapmaya başlarsın. Korku ve endişe ile oluşan düşünceler sağlıklı karar almanı engeller. Özet olarak yapacağın işin niteliği ne olursa olsun hiç fark etmez. Aklında sanal olarak eli sopalı bir düşünce üretirsen eninde sonunda o düşünce seni cezalandırır.

Düşüncelerinin bilinç altında başaramama güdüsü ağır basarsa işin çok zor. Düşüncelerinin bilinç altına sen farkında olmadan mayın tarlasını döşemişsin demektir. Birinden kurtulsan diğerine mutlaka basarsın kurtuluşun yok.

Olumsuz düşünceler, korkak, güvensiz, cesaretsizlik kokan düşünceler seni ele geçirmişse düşüncelerinin bilinç altında mayın tarlaları seni bekliyor demektir. Her an o mayınlardan birine basabilirsin.  Bu mayınlara her bastığınızda, bir hayal kırıklığı, bir başarısızlık  ile yüzleşebilirsin. İçindeki başaramama korkunu yenip çözüme odaklanırsan bu mayınları temizlemeye başlamışın demektir. Mayınların yerine senin için yararlı tohumlar ekmeye başlamışın demektir. Gün gelecek o ektiğin tohumların meyvesini yemeğe başlayacaksın o meyve senin pozitif düşüncenin ürünüdür. O zaman hayatında köklü bir değişim yaratabilirsin.

Bilinçaltına sana yararlı olan tohumlar ek, mayın ekme. Korku, tedirginlik, bir mayındır, kişide güvensizlik yaratır, bastığın an uçarsın, hedefine ulaşamazsın, yönsüz bir gemi gibi rüzgarda savrulursun esen hiç bir rüzgar sana yardımcı olamaz. Sonra o rüzgar seni bir mayına çarptırıverir.   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.