İnsan, hayatını nasıl yaşayacağı tamamen kendisine bağlıdır. Unutmayın, hayatınıza sınırsız bir bakış açısıyla yaklaştığınızda yapabileceklerinizin de sınırı olmaz. Hayatı dolu dolu yaşayan için yaşantı bir okyanus gibi uçsuz bucaksızdır.
Hayatınızı okyanus gibi uçsuz bucaksız yapmakta elinizde. Bakış açınız okyanus gibi sınırsızsa yapacağınız o kadar iş vardır ki yaptığınız sürece ufkunuz genişler sonunu size göremezsiniz. Çok kişiden fazla yol kat ettiğinizi ancak yanınızdakiler anlar siz anlamazsınız. İnanarak yürürseniz dalgalar, fırtınalar, kasırgalar hiç biri sizi batıramaz. Herkes size özenir ama siz yükselmeye devam edersiniz. Yükseldikçe de okyanusun ötesini görmeye başlarsınız, yükseldikçe de ne fırtına nede okyanusun dalgaları sizi batırabilir.
Yükseldikçe boğulmazsınız, uzağı daha iyi görürsünüz, daha çok güçlenirsiniz. Yükseldikçe de düşmemek için çabalarsınız aşağıdaki dalgalar size yetişemez ama yukarıdan esen rüzgar dengenizi kaybedip sizin düşmenize sebep olabilir. Daha dikkatli olmalısınız aksi takdirde düşerseniz denizin yüzeyine çarptığınızda size mermer etkisi yapar. Hayat kimi için okyanus gibi uçsuz bucaksız kimi için kurumaya yüz tutmuş dere gibidir. Okyanus bazen sakin, bazen dalgalı olabilir. Sakin iken her şey yolundadır, dalga olduğunda iniş çıkışlar olur, güçlü fırtınalar nasıl büyük dalgalar yaratıyorsa, o dalgalardan kaçmak yerine o dalgalarda sörf yapmasını öğrenmek lazım. Büyük dalgalarda yüzen geminin kaptanı gemiyi batırmadan limana götürebilirse o zaman kaptan olmayı hak eder.
Dışımızdaki olaylar, sıkıntılar, stresler, yolunda gitmeyen işler; yüreğimizin daralmasına kan dolaşımımızın artmasına sebep olur. Duygularımızda koca koca dalgalar oluşmaya başlar. O zaman derin bir nefes alıp içimizdeki koca dalgalarla uğraşacağımıza üzerine çıkıp o dalgaları kullanalım. Aksi taktirde her şey kontrolden çıkar bize ait olan her şeyin yok olmasına sebep olabiliriz. Sakin kaldığınız an dalganın üzerine binmişiniz demektir. Dalganın üzerinde ister sörf tahtası ile olun, isterseniz geminin kaptanı olarak... Hiç önemi yok o dalga sizi hedefinize daha hızlı götürür.
Şunu da unutmayın ki, gemiler limanda güvendedir, ama gemiler limanda kalmak için yapılmaz. İnsanlar içinde bu geçerlidir. İnsanlar evinde konfor alanında güvendedir ama başarılı olmak istiyorsanız, gezmek istiyorsanız rahat bir hayat yaşamak istiyorsanız, konfor alnını terk etmeniz gerekmektedir. Aksi takdirde yükselemezsiniz.
Ünlü bilim adamları, ünlü sporcular, başarıyı tatmış insanların evveliyatına bakın. Onlar bir çok fırtına ile boğuşmuşlardır, bir çok kasırgadan kurtulmuşlardır, sonunda gemisini limana yanaştırmayı başarmışlardır.
Size ilginç bir not vereceğim sayın okuyucularım beni can kulağı ile dinleyiniz. İnsan hayatı da uçsuz bucaksız okyanusta yalnız başına giden gemiden farksızdır. Siz o geminin kaptanısınız. Eğer limanı terk etmezseniz konfor alanının dışına çıkmamışsınız demektir. Limanda kalırsanız başka limanlar göremezsiniz, üzerinizde olan yükleri başkalarının faydalanacağı yere götüremezsiniz. Herkes hayatta bir şeyler öğrenir, kimi az kimi çok ama öğrendiklerinizi paylaşmak veya daha çok kazanmak için çalışmak gerekir. Bunun da tek yolu limandan çıkmakla başlar. Limandan çıktıktan sonra deniz durgun olmayacaktır açık denizde dalga kıran yoktur tek başınasınızdır. Ama sert dalgalar sana çok şeyler öğretir, zamanla sende sertleşirsin.
Bazen fırtınalar iyi gelir kaptanı olduğun gemine, gemini yıpratabilir ama denizin suyu geminin üzerinde pislik bırakmaz. Boş oldun mu, çalışmadın mı, üretemedin mi, daha çok yıpranırsın. Beynin daha çabuk yaşlanır. Şunu asla unutma sevgili okuyucu “Beyin çalıştıkça gençleşir, çalışmazsa yaşlanır.”
Azminiz ve hırsınız limandan çıkan geminizin motorudur. Gemiyi ne batırır? Dalgalar, dalgaların sebebi nedir? Fırtına ve kasırgalar. Azminizi ve hırsınızın düşmanı nedir, sizin başarınıza ket vurmak isteyenler; “yapamazsın”, “edemezsin”, “böyle gelmiş böyle giderciler” Bu insanlar kulak asmazsan büyük fırtınalardan birisini kesersin deniz daha durgun olur gemide kaptanlık yapman kolaylaşır. Harekete geçersen korkun kalmaz, seni engellemek isteyenleri arkanda bırakırsın. Ne demiş Jean SİBELİUS “ Eleştirmenlerin sözlerine kulak asmayın, şimdiye kadar hiç birinin heykeli dikilmemiştir.”
Kasırgalar gitmeyebilir başka kasırgalar çıkar önüne, bilgi ve tecrübe eksikliğinden hata da yapabilirsin ama gemiyi batırmaman için öğrenmen gerekir. “Kervan yolda düzelir.” misali sende açık denizde çok şeyler öğrenirsin. Başta gemini çok sarsarsın ama tecrüben arttıkça dalgalarla daha rahat baş etmeye başlarsın. Dalgaları, önüne çıkan duvar gibi düşün, dümeni sıkı tut gemi ilkinde çok sallanır güvertene su dolar ama dalgadan kurtuldun mu güvertedeki pislikleri de temizleyecek şekilde gemiyi suyun yüzeyinde bırakabilsin. Durgun suda herkes kaptandır ama dalgalı suda herkes kaptan değildir. Herkesin yapamadığını yaparsan o zaman sen herkesin arasından sıyrılırsın. Bir dalgadan sıyrıldın sonra ikinci dalga geldi. Birincisinden zorlanarak sıyrıldığından ikincisinden sıyrılmak o kadar zor olmayacaktır, çünkü tecrübe sahibi oldun.
Öğle bir duruma gelirsin bir limanda ötekine yolculuk yaptığında geldiğin limanda öteki limandan daha az gemi olduğunu göreceksin, sonra oradan ayrılıp başka bir limana gittiğinde bir bakacaksın ki gittiğin limanda tek gemi senin gemi olacak. Orada olan her şey artık senindir.
“Bir insanın hayatını düşünceleri yaratır.”
Marcus Aurelius
Geminin tek kaptanı vardır, oda sensin, içindeki azmin ve hırsın düşüncelerinle birleşince senin kaptanı olduğun geminin karşında beliren dalgaları yararak ilerlersin. Dalgalar seni sarsmaz sen dalgaları yararak ilerlediğin için senin oluşturduğun dalgalar karşıdan gelen dalgaları nötr hale getirir. Geçtiğin her yerde deniz durgunlaşır senin düşüncelerin açık denizde dalga kıran görevi yapar. Senden sonra gelen gemiler senin sayende tehlikesizce ilerler çünkü sen o okyanusta bir iz bırakmışındır.
