İnsanın aklında beliren bir kıvılcım zamanla bir aleve dönüşebilir.
Alevler beslendiğinde ve doğru kullanıldığında etrafı aydınlatmaya başlar.
Her gün aklımızdan sayısız düşünceler geçer. Aklımızdaki düşünce tohumları, kullanılmazsa kıvılcım gibi geçici bir süre uçar gider etrafı da aydınlatmaz daha sonra yok olur. Kıvılcımın kaynağı sürekli yelpaze ile havalandırılırsa kaynağından çıkan kıvılcım aleve dönüşür ve etrafı aydınlatmaya başlar. Aynı mantık aklımızda beliren düşünceler içinde geçerlidir. Düşünceler kullanılır başka düşüncelerle beslenirse o zaman aleve dönüşür, o zaman o alev bir meşale ile etrafı aydınlatmaya başlar. Şuna çok dikkat etmek gerekir. Kıvılcımdan aleve dönüşen düşünceler kötü kullanıldığında sen onun esiri olursun o seni yakmaya başlar.
Aklımız bir tarla gibidir, üzerine ekilen her tohum, özenle yetiştirilirse filizlenir ve bir müddet sonra bize meyvesini verir. Okursun, araştırırsın, bir müddet sonra meyvesini alırsın. Ama aklımızı çalıştırmazsak aklımızda yine bir şeyler yeşerir ama onlar bilinçli olarak ektiğimiz kadar bize yararı olmaz.
Düşünen insan; eylem için zemin hazırlar, ama düşüncenin olması için bilgi sahibi olması gerekir. Bilgi sahibi olmakta okumak, araştırmak ve öğrendiğini kullanmaktan geçer.
Düşünceler insanın nasıl niteliklere sahip bir insan olduğunu gösterir. Çok küçükken okuduğum bir kitapta şu yazıyordu. Ford fabrikasının bir kapısından sadece demir giriyor öbür kapısından araba çıktığını yazıyordu.
İnsan beynindeki düşüncelerde böyledir. Kulağımızdan ham bilgi girer aklımızdan da işlenmiş bilgi çıkar. Öğrendiğimiz her bilgi aklımızda bir bilgi süzgecinden geçip öğrendiğimiz diğer bilgilerle entegre olduğu takdirde yeni bilgilere sahip oluruz. Öğrendiğimiz her bilgi demeti bizi fikir sahibi yapar. Tıpkı çiçekçiden aldığımız çiçeklerin birleşmesi sonucunda elimizde olan arajmanlar gibi...
Unutmayın ki bitkinin yeşermesi toprağa atılan tohum sayesindedir. Tohumların yeşermesi içinde düzenli bakım şarttır. İnsanın aklındaki bilgilerde toprağa atılan tohumlardan farksızdır. Öğrendiğiniz bilgileri kullanmazsanız bilginizi paylaşamazsınız. Paylaşılmayan bilgi yok olur gider. Tıpkı tohumun toprağa değil taşa düşmesi gibi. Ne oldunuz nasıl olduğunu bildiklerinizle doğru orantılıdır.
Bir kişinin saygın, karakterli ve değer verilen biri olması o kişiye verilmiş bir lütuf değildir. Hiçbir karakter, saygınlık, değer görme şans eseri değildir. Sağlam karakter, saygın kişilik, sürekli çabalama sonucunda edinilen bilgilerin doğru bir şekilde kullanılması ile olur.
Zaman zaman bunun tersi de olur. Araştıran, okuyan, irdeleyen kişilerin karakterleri zayıf olunca ters tepkide yaratabiliyor. O zaman öğrenilen her bilgi kötü amaçla da kullanıldığı da oluyor. Bunlara örnek olarak bilgisayar korsanlarını (Cracher: Bilgisayarınıza girip bilgisayarınızı darma dağınık eden bilgilerinizi çalan kişiler.) verebiliriz.
Aklımızdaki düşünceler bizi anlatır veya bizi aldatır, ne olacağımızı hamur gibi düşüncelerle yoğrularak hangi şekli alacağımızın bizim düşüncelerimiz sonucunda edindiğimiz davranışlar belirler. Kötü düşüncelerle yoğrulan kişinin sonu da hüsran olur, kaderini yanlış çizer. Huzurlu olumlu ve yaratıcı düşüncelerle yoğrulan kişi veya kişiler de yaşam ve huzur onunla beraber olur.
Edinilen bilgi doğru bir şekilde işlendiği takdirde insanlığa yararlı olur.
Aklınız fabrika gibi işlesin, aklınıza bir yerden demir girsin öteki yerden araba çıksın, uçak çıksın ama aklınıza bir yerden demir girip te öteki taraftan silah çıkmasın.
