Vizyon Kuyumcu

Niye Uyarmadın Denmesin

Gündem 19.06.2025 - 11:05, Güncelleme: 19.06.2025 - 11:05
 

Niye Uyarmadın Denmesin

Fitne hareketi insanlık tarihi kadar eskidir. Hz. Adem'in iki oğlu ile başlayan fitne, bugüne kadar renk, şekil ve içerik değiştirerek gelmiştir.

İlk fitne hareketinin; Habil'in kurbanının kabul edilmesi ve Kabil'in kurbanının kabul edilmemesi ile başladığı düşünülürse, fitne eylemlerinin çoğunda malzeme olarak dini değerlerin kullanıldığı görülür. Muhammed Seyyid Berzenci, bin sene önce kaleme aldığı "El-İşaatu li Eşratis Saah" isimli kitabında; tarihe sahte peygamber olarak geçen Müseylime' nin; # Muhammed'e de Kur'an nazil oluyor, bana da nazil oluyor dediğini ve ağzını eğip bükerek sanki Kur'an okuyormuş gibi bir şeyler söylediğini, # Halkın kendisine tabi olduğunu görünce işi bir adım daha ileri götürerek "Sizden namazı kaldırıyorum" diye fetva verdiğini, # Daha sonra da "zina ve faiz size haram değil" diye Allah'ın (c.c.) kesin hükümlerle koyduğu haramlara hukuki meşruiyet kazandırmak istediğini yazıyor. AKP iktidarında ise, bu yanlışlarla birebir örtüşen Allah'ın (c.c.) kesin hükümlerle haram olarak bildirdiği; # Zinanın TCK da suç sayılmaktan çıkarıldığını, # Eşcinsellere dernek kurma ve nikah hakkı verildiğini, # Allah'ın (c.c.); Allah ve Resulü ile savaş olarak kabul ettiği faizin, dünya gerçeği olarak tanımlandığını, # Domuzun kasaplık hayvanlar listesine alındığını, # Dinlerarası hoşgörü toplantıları yapıldığını, # Bu toplantılar sonunda hazırlanan ortak bildirilerde; Yahudi ve Hristiyanlar ile amentümüz bir denildiğini, Özetle dini değerlerimiz ve inancımız ile haram olduğu kesin hükümlere, meşruiyet kazandırma gayretini görüyoruz. Bir de İslâm dışı bu yanlışlara sonuna kadar destek veren Washington menşeli tarikatları, tasavvuf guruplarını ve onların başındaki işbirlikçi cübbeli sarıklı ve İslam'a bağlılığı sadece sarık, sakal ve cübbe ile sınırlı, İslam Birliği gibi bir derdi olmayan, hatta AB yanlısı taklitçi sözde tasavvuf guruplarını görüyoruz. Allah'ın (c.c.) hükümlerini yok sayan ve hatta tersine çeviren Müseylime ve ona tâbi olanlar ile, Kur'an da kesin ifadelerle haram olduğu beyan edilen günahlara hukuki meşruiyet kazandıran zihniyet ve o zihniyete siyasi destek verenler arasında itikadı yönden bir farklılık görebilen varsa, bize de anlatsın. Bu yanlışlar insanı İslâm dairesinin dışına atacak kadar son derece tehlikeli şeylerdir. Bize düşen ise, inancımız gereği kardeşlerimizi ikaz etmekten ibarettir. Sonra hesap gününde kimse neden bizi uyarmadınız diyemesin.
Fitne hareketi insanlık tarihi kadar eskidir. Hz. Adem'in iki oğlu ile başlayan fitne, bugüne kadar renk, şekil ve içerik değiştirerek gelmiştir.

İlk fitne hareketinin; Habil'in kurbanının kabul edilmesi ve Kabil'in kurbanının kabul edilmemesi ile başladığı düşünülürse, fitne eylemlerinin çoğunda malzeme olarak dini değerlerin kullanıldığı görülür.

Muhammed Seyyid Berzenci, bin sene önce kaleme aldığı "El-İşaatu li Eşratis Saah" isimli kitabında; tarihe sahte peygamber olarak geçen Müseylime' nin;

# Muhammed'e de Kur'an nazil oluyor, bana da nazil oluyor dediğini ve ağzını eğip bükerek sanki Kur'an okuyormuş gibi bir şeyler söylediğini,

# Halkın kendisine tabi olduğunu görünce işi bir adım daha ileri götürerek "Sizden namazı kaldırıyorum" diye fetva verdiğini,

# Daha sonra da "zina ve faiz size haram değil" diye Allah'ın (c.c.) kesin hükümlerle koyduğu haramlara hukuki meşruiyet kazandırmak istediğini yazıyor.

AKP iktidarında ise, bu yanlışlarla birebir örtüşen Allah'ın (c.c.) kesin hükümlerle haram olarak bildirdiği;

# Zinanın TCK da suç sayılmaktan çıkarıldığını,

# Eşcinsellere dernek kurma ve nikah hakkı verildiğini,

# Allah'ın (c.c.); Allah ve Resulü ile savaş olarak kabul ettiği faizin, dünya gerçeği olarak tanımlandığını,

# Domuzun kasaplık hayvanlar listesine alındığını,

# Dinlerarası hoşgörü toplantıları yapıldığını,

# Bu toplantılar sonunda hazırlanan ortak bildirilerde; Yahudi ve Hristiyanlar ile amentümüz bir denildiğini,

Özetle dini değerlerimiz ve inancımız ile haram olduğu kesin hükümlere, meşruiyet kazandırma gayretini görüyoruz.

Bir de İslâm dışı bu yanlışlara sonuna kadar destek veren Washington menşeli tarikatları, tasavvuf guruplarını ve onların başındaki işbirlikçi cübbeli sarıklı ve İslam'a bağlılığı sadece sarık, sakal ve cübbe ile sınırlı, İslam Birliği gibi bir derdi olmayan, hatta AB yanlısı taklitçi sözde tasavvuf guruplarını görüyoruz.

Allah'ın (c.c.) hükümlerini yok sayan ve hatta tersine çeviren

Müseylime ve ona tâbi olanlar ile, Kur'an da kesin ifadelerle haram olduğu beyan edilen günahlara hukuki meşruiyet kazandıran zihniyet ve o zihniyete siyasi destek verenler arasında itikadı yönden bir farklılık görebilen varsa, bize de anlatsın.

Bu yanlışlar insanı İslâm dairesinin dışına atacak kadar son derece tehlikeli şeylerdir. Bize düşen ise, inancımız gereği kardeşlerimizi ikaz etmekten ibarettir. Sonra hesap gününde kimse neden bizi uyarmadınız diyemesin.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.