Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar, mü'minlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir. (Nisa -115)
Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a ortak koşan, kuşkusuz derin bir sapıklığa düşmüştür. (Nisa-116)
Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı Kur'an Yolu tefsirinden anladığım;
* Hidayet (Doğru yol): İslam'ın koyduğu kurallardır.
* Peygambere karşı çıkmak: Peygambere muhalefet etmek, mü'minlerin yolundan başka bir yol tutmaktır.
* Mü'minlerin yolundan başkasına uymak: kişinin dini, sosyal ve siyasi yaşantısı ile İslâm dairesinin dışına çıkmasıdır.
* Allah'a ortak koşmak: Allah'ın hükümleri ile çelişki arz eden beşeri hükümleri benimsemek ve beşeri kararları Allah'ın (c.c.) hükmü gibi meşru kabul etmektir. Bu hükümlerini bir ayna gibi kendimize çevirdiğimizde; toplum olarak sonu ebedi cehennem olan ve ayetlerde zikredilen fiillerin faili olduğumuzu görürüz.
Özellikle siyasi sahada ve bilgiden yoksun, körü körüne kesin itaat kültürüne dayalı tasavvuf alanında;
* İslam ile ilgili taban tabana zıt uygulamalara destek verdiğimiz,
* İktidarın dinimizin kuralları ile çelişki arz eden düzenlemelerine sahip çıktığımız,
* Mazlumlara zulmeden zalimlere "Ticaret" yapıyoruz diyerek destek verdiğimiz
* İnanç değerlerimiz ile taban tabana zıt daha nice yanlışları desteklediğimiz ve
* Kişilere haşa Allah'a ortak koşarcasına doğa üstü rol verdiğimiz,
İnkar edilemez.
Allah'ın (c.c.); kendisini Müslüman olarak tanımlayan hepimizi içinde bulunduğumuz derin gafletten uyarması ve günahlarımızı bağışlaması dua ve dileklerimle.
