Bir binanın sağlıklı, sağlam ve evladiyelik olabilmesi için temelindeki dolgu malzemesinin de inşaatta kullanılan yapı malzemelerinin de depremlere dayanıklı olması gerekir.
Aksi takdirde her sarsıntı sonunda çürük malzeme ile yapılan binaların boyaları dökülmeye başlar ve takviye malzemeler ile desteklenmesi gerekir.
Siyasi yapılanma da aynen böyledir. Siyasi çizgisi ve karakteri milli varlığımız ve kültürümüze yapılacak saldırılara karşı dayanıklı olmayan, siyasi gücünü inanç değerlerinden almayan oluşumların uzun süre ayakta kalmaları söz konusu olamaz. Siyasi tarihimizin batı taklitçisi zihniyetler tarafından kurulan parti mezarlıkları ile dolu olması da zaten bunu göstermektedir.
Milli ve manevi söylemleri ile Anayasayı tek başına değiştirecek sayısal çoğunlukla iktidar olan AKP; söylemleri ile çelişkili bir yol izlediği için yitirdiği itibarını; liderlerin birbirlerini en ağır ifadelerle itham ettikleri MHP ile ittifak kurmak zorunda kaldı. Şimdi ise, MHP’nin desteğinin yeterli olmadığı görülünce; onlara selam verenleri bile vatana ihanetle itham ettikleri DEM Partiyi de yanlarına almak zorunda kaldılar. O da vaziyeti kurtarmaya yeterli olmadı ki, bu defa CHP içindeki defolu siyasilerden medet umar hale geldiler. Bütün bunlar, defolu malzemeler ile yapılan dolguların, binanın ayakta kalmasına yeterli olamayacağı gerçeğini göstermektedir.
Zaten AKP; Merhum Erbakan Hoca'nın huzurunda, Milli Görüşün iktidarı için güçlerinin sonuna kadar çalışacaklarına dair defalarca yemin edenlerin çoğunluğunu oluşturduğu ancak, bu çizgide durma olgunluk ve cesareti gösteremeyen bir kadro tarafından kuruldu. Daha sonra kendi partilerini yönetme sorunu yaşayan Parti Genel başkanları kadroya dahil edildi. Şimdi de CHP den koparılan defolu siyasetçilerden medet umar hale gelindi.
Milli Görüş liderini dünya menfaati için davasında yalnız bırakanlar, şimdi kimlerden medet umuyorlar. Her halde Allah'ın (c.c.) adaleti böyle tecelli ediyor. Mevla; neylerse güzel eyler.
