Samsun’da 2 Yıllık Kabusun Adı Ticaret, Hastalık ve Anne Acısı
Samsun’da 2 Yıllık Kabusun Adı Ticaret, Hastalık ve Anne Acısı
Samsun’un Bafra İlçesinde yaşayan Fatma Öztürk, oğlunun ticari dolandırıcılık sonucu yaşadığı travmayı ve ailesinin iki yıl süren kabusunu gözyaşlarıyla anlattı. "Ben oğlum için yaşadım, oğlum için ağladım. Yeter ki sağ olsun, biz yok da oluruz" diyerek içini döktü.
Samsun’un Bafra İlçesinde yaşayan Fatma Öztürk, oğlunun ticari dolandırıcılık sonucu yaşadığı travmayı ve ailesinin iki yıl süren kabusunu gözyaşlarıyla anlattı. "Ben oğlum için yaşadım, oğlum için ağladım. Yeter ki sağ olsun, biz yok da oluruz" diyerek içini döktü.
Samsun'un Bafra ilçesinde yaşayan Fatma Öztürk ve ailesi başına gelenler yüzünden hastalıklar, korku, kabus, mağduriyet ve zorluklar ile dolu tam 2 yıl yaşadı. 2023 yılı nisan ayında gerçekleşen bu ticaret sonucunda Öztürk ailesinin başına gelmeyen kalmadı. Ailenin mağduriyet ve çaresizlikler içinde 2 yıl yaşamasana neden oldu. Ailenin ve çocukları Semih Öztürk'ün yaşadığı bu zorluklar ise hala devam ediyor.
ANNE FATMA ÖZTÜRK ANLATIYOR
Bu süreçte Anne Fatma Öztürk yaşadıklarını olduğu gibi anlattı. Fatma Öztürk bir anne olarak bir bakıma hem sesli hemde sessiz çığlığın sembolü oldu. Herşeyi en başından anlatan anne şunları söyledi:
Ben ve eşim emekliyiz. Huzurlu ve mutlu bir aileydik. Sosyal insanlarız. Eşim ve ben yaptığımız siyasi ve toplumsal görevler nedeniyle yaşadığımız şehrimiz Bafra da bilinen, tanınan ve güven duyulan insanlarız. 2 yıldır yaşadıklarımız bizleri çok üzdü ve sarstı. Son olarak bu Mayıs ayı içinde Sayın Didem Aslan Yılmaz hanımefendinin Vazgeçmem programında benim elimde olmayan sebeplerden dolayı düştüğüm durum beni çok üzdü. Didem Aslan Yılmaz hanım bizim yaşadıklarımıza yardımcı ve çare olmak istedi. Elinden geleni ise samimiyetle yaptı.
OĞLUM ÖNCE TİCARİ DARBE YEDİ
Fatma Öztürk açıklamalarına devam etti: 2 yıl önce hayvancılık yapan oğlumun internet üzerinden verdiği reklamı görerek Samsun'un Tekkeköy ilçesinde yaşayan D. K. ve R. A. isimli iki kişiye 110 adet koyun sattı. Karşılığında ise 15 günlük senet aldı. Oğlum 2 yıl süre ile alacağını alamadı. Oğlum Mahkemeye verdi. Takipsizlik kararı verildi. Bu davaya Ticaret mahkemesinin bakması gerektiğini söylediler. Oğlum Semih defalarca Tekkeköy ilçemize gitti. Sürekli oyaladılar. Oğlum sonunda bu süreci kaldıramadı ve bunalıma girdi. Bizlerde Tekkeköy ilçemizde bu kişileri araştırdık. Esnaflar "Siz bu kişilere nasıl bulaştınız bunların dolandırmadığı kimse kalmadı. Bir şeyler yapıp alacaklı olanları davalarından vazgeçiriyorlar dediler." Bu bizi daha da korkuttu. Oğlum görüşmek için bunlara her gidişinde büyük korku ve endişeler yaşadım.
OĞLUM BİPOLAR BOZUKLUK HASTASI OLDU
Bundan iki ay öncede tekrar görüşmeye gitti. Geri dönmedi. İlaçlarını da almamıştı. Bu durum beni korkuttu. Jandarmaya kayıp ilanı verdim. Çünkü Oğlum bu iki yıllık süreçte psikolojik hasta oldu.15 gün Samsun ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavi gördü. Bir gün daha gelmese oğlumun bulunması için Didem Aslan Yılmaz hanımın vazgeçme programına katılacaktım. Çünkü ona inanıyordum ve o oğlumu bulabilirdi. Oğlum geri dönünce " neredesin Beni mahvettin, kayıp başvurusunda bulundum. " Dedim. Kendiside onlarla görüşmeye gittim. Beni yine atlattılar. Kafamı dinlemek istedim, şeklinde cevap verdi. Benim bu tavrım ve programa başvurma düşüncem aklında yer etmiş olacak ki ben yine kaybolursam annem programa çıkar diye plan yapmış. Bu plandan hiç haberim olmadı. Ben bu süreç içinde ne senet alacağının ne de koyunların peşindeydim. Benim tek derdim oğlumdu. Her gün başına bir şey gelecek korkusu içinde yaşadım. Yaşadığımız süreçler bizlerde tramvaya neden oldu. Oğlum bipolar bozukluğu hastası oldu. Bütün hayatı yıkıldı. Aile hayatı bozuldu, ticareti bitti ve işsiz kaldı. Ticareti umurumuzda değil. Bunlar gelir geçer. Ama çok sevdiği eşi ve çocuğu var. Bu durumdan ailesi çok etkilendi. Bir yandan da Bipolar bozukluğu hastalığı ile mücadele ediyordu. Sağlığı çok bozuldu. 15 gün Samsun ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yatarak tedavi gördü.
Oğlum Mayıs ayı başında babası ile görüşüyor. Ben bunları sonra öğrendim. Samsun'da olduğum gün oğlum: Baba benim önümde 3 seçenek var. Birini yapacağım. Ya kendime zarar vereceğim, ya Tekkeköy'e gideceğim ve başıma ne gelecekse gelsin alacağımı isteyeceğim. Ya da annem Didem Aslan Yılmaz'ın programına çıkacak. Eşim babalık duyguları içinde 3. Tercihi kabul ediyor ve oğlumun yaptığı plana evet diyor. Oğlum bunu uyguladı. Evi terk etti. Bende bir gün eve gelmeyince korku ve endişe içinde Didem Aslan Yılmaz hanımın vazgeçme programını aradım. Çok ilgilendiler ve oğlumu bulmak için ellerinden geleni yapacaklarını söylediler ve Programa gittim.
ŞOK OLDUM
Programın ilk günü her şeyi anlattım. Eşim ve gelinimiz Mavi görüntülü bağlandı. Ertesi gün için gelinimiz Mavi'nin de programa gelmesi istendi. Gelinimde ertesi gün geldi. Çünkü bizim hiç bir şeyden haberimiz yoktu. Ben oğlumun gelinimde eşinin derdine düşmüş ve bulmak istiyorduk. O da çaresizlik ve gözyaşları içinde içinde bulunduğu durumu anlattı. Bu arada programa telefonla bağlanan herkes konunun muhatabı olan oğluma zarar vereceklerini düşündüğüm Dursun Kıl ve Recep Altıntaş isimli kişiler için çok ağır sözler ve suçlamalar yaptı. Dolandırıcı olduklarını söylediler. Dahada endişelendim. Onlarda yayına katıldılar ve oğlumun yanlarında olmadığını söylediler. Biraz rahatladım. Bu ara onların kameralara zarar verildiği ekranlara bile yansıdı.
SON GECE DAYISININ OĞLU BENİ ARADI
Son gün yayın sırasında çok şaşırdığımız şeyler oldu. Son yayından önce ki gece dayısının oğlu beni aradı. Hala merak etme artık üzülmeyin. Semih benim yanımda. Sabah gidip jandarmaya teslim olacak dedi. Fakat teslim olmadan jandarma gelip bulmuş. Aramalarda çok emek verdiler. Mehmetçiklerimize ve tüm güvenlik ekiplerimize Teşekkür ediyorum Oğlum ertesi gün yayında ben bir gün önce annemi ve eşimi de aradım. Herkesten özür dilerim dedi. Ben ve gelinim şok olduk. Oğlumun rahatsızlığı nedeniyle böyle konuştuğunu düşündüm. Çünkü bizi arayan o değildi. Ama her an bize destek olan Didem Aslan Yılmaz hanımın kendine göre ve duydukları sonucunda planlı bir şey yapılmış ve yalan konuştunuz şeklinde içimizi yakan sözleri ile çok mahcup olduk. Gelinim Mavi yıkıldı. Bir yandan eşinin hastalığını bir yandan da kullanıldığını düşündü. İkimizde Donup kaldık. Bir yanda oğlum bir yanda ikimizin de itibarları söz konusuydu.
HANGİ BİRİNE YANAYIM
Ben kalp ve şeker hastasıyım. 2 yıl boyunca her gün oğlumun başına bir şey geleceğine mi, psikolojik hasta olmasına mı, aile huzurunun bozulmasına mı, gelinim Kızım Mavi'nin durumuna mı, kendi sağlığımızın daha da ağırlaşmasına mı, Program sırasında düştüğüm duruma ve yalancı gibi görülmemize mi yanayım ? Bir anne olarak bir eş olarak bir insan olarak dünyam yıkıldı. Mavi perişan oldu.
ANNENİN SON SÖZLERİ YÜREK YAKTI
Anne Fatma Öztürk son sözleri ile anneliğin nasıl yüce bir duygu olduğunu göstererek sözlerini şu şekilde bitirdi:
Söyleyeceğim tek şey Rabbim kimseyi evlatları ile imtihan etmesin. Cümlemizin çocuklarını korusun. Sağlık sıhhat, mutluluk ve huzur versin. Her anne gibi son olarak şunu söylemek isterim. Para pul mal mülk önemli değil. Yeter ki evlatlarımız var olsun. Hayatta olsun. Bizim görevimiz onlar için sin nefesimize kadar mücadele etmektir. Canımız da itibarımızda onlara feda olsun.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.