Olumsuz Düşüncelerin Yeşermesini Engelle
Olumsuz Düşüncelerin Yeşermesini Engelle
Çalışmak, emek vermek ve işinde yükselmek insana paranın yanında huzur ve mutluluk da verir.
Çalışmak, emek vermek ve işinde yükselmek insana paranın yanında huzur ve mutluluk da verir.
Kendi çabalarımızın sonucunu görmek, bir şeyler başarmış olmak özgüvenimizi artırır. Yaşantımıza ve çevremize de pozitif bakmamızı sağlar. Atalarımız "Ne ekersen onu biçersin" sözü de bu gerçeği çok güzel özetliyor.
Maalesef iş hayatının gerçekleri her zaman bu kadar basit olmuyor. Tıpkı bir tarlada faydalı ürünlerin yanında zararlı otların da bitmesi gibi... Maalesef çabalarımızın ve iyi niyetimizin yanında beklenmedik sorunlar, engeller ve hatta haksızlıklarla da karşılaşabiliyoruz.
Dedikodu, başkasını çekememe, hasetlik, tembellik, uyuşukluk, çözümlerde sorun aramalar, işi yokuşa sürmeler, düşüncelerimize negatif yönde etki yaratabiliyor. Böyle durumlarla karşılaştığımızda, tıpkı tarladaki zararlı otları ayıklar gibi, olumsuz düşüncelerle mücadele etmek, onları yok etmek gerekebilir. Bu süreç uzun bir süreçtir, sabır ve azim gerektirebilir.
Ünlü besteci Jean SİBELİUS’un güzel bir sözü vardır derki: “Eleştirmenlerin sözlerine kulak asmayın, şimdiye kadar hiç birisinin heykeli dikilmemiştir.” der. Önemli olan, ektiğiniz güzel tohumlara odaklanmaya devam etmektir. Tarlanızda çıkan zararlı otları yok edin. Siz bunu yapmazsanız zararlı otlar zamanla yararlı ürünleri yok eder. Onlarla mücadele edersek daha sağlıklı ve verimli bir hasat elde ederiz
Çalıştıkça gelişirsin ve yükselmeye başlarsın, yükselirken de kem gözle bakan insanların hışmına uğrayabilirsin. Farkında olmadan düşmanlar edinebilirsin. Bu düşmanlardan sakınman gerekir yoksa bu tür insanlar senin elde ettiğin bir çuval inciri berbat edebilir.
Ne olursa olsun çalışarak bir yerlere ulaşanlar, çalışarak kazananlar, çalışarak ekmeğini taştan çıkaranlar hiç bir zaman kaybetmemiştir. Bu tür insanlar her zaman sorunlardan sıkıntılardan çalışarak çıkmasını öğrenmişlerdir. Bunun akabinde başarılı oldukları için meyve veren ağacı taşlarlar misali, sevmeyenleri de çoğalmıştır.
Tecrübelerim bana her zaman şunu göstermiştir: Bu durum maalesef birçok insanın karşılaştığı acı bir gerçek. Çok çalışarak elde edilen başarılar, kişinin en yakınındaki arkadaşları tarafından bile kıskançlıkla karşılanabilmektedir. Hatta bu kıskançlık zaman zaman düşmanlığa da dönüşebiliyor.
Kişinin başarısı, etrafındaki bazı insanlarda zaman zaman aşağılık kompleksi yaratabiliyor. Bu duygu, kişinin kendi yetersizliklerini hatırlattığı için rahatsız olmasına sebep olabiliyor. Bu rahatsızlık da zamanla öfkeye, kıskançlığa ve hatta başarılı olan kişiye karşı bir cephe almaya kadar gidebiliyor.
İnsanlar bu konuda ikiye ayrılır.
Birinci gruptakiler: Bir şeyler yapmak için uğraşanlar, çalışanlar, yılmayanlar, yolu uzun olsa da başarı peşinde koşanlar
İkinci gruptakiler: Çalışmadan uğraşmandan bir yerlere gelmeye çalışanlar, çalışanların başarılarını hazmedemeyenler.
Bu iki grupta olan insanlar aslında hep birbirleri ile savaş içindedir. Biri çalışmak ister, bir amaca ulaşmak ister; diğeri çalışmaz çalışmadığı gibi çalışanın işine karışır, eminim iş hayatınızda çoğumuz böyle kişilerle karşılaşmışızdır.
Hayatta ne olursa olsun dürüst olarak çalışan kazanıyor. Çevremize baktığımızda bunun çok örneklerini görürsünüz.
Çalışan adam, kazandığı ile sevilir ama öteki sevilmez.
Biri çalıştıkça yavaş yavaş ünlenir diğeri arkadaşını çekemediği için yavaş yavaş yok olur.
Biri başarı basamaklarını tek tek tırmanır diğeri basamaklardan inerek karanlığa gömülür.
Biri çalışarak sevap işler diğeri dedikodu (Gıybet) ederek günah işler.
Doğru olan tektir, işinde başarılı olmak için kimseye aldırmadan çalışmak. Doğru asla eğilip bükülmez, dümdüz hedefi gösterir. Ama dedikodu, çekememe, hasetlik, tembellik, uyuşukluk, bunlar eğri büğrüdür, bu düşüncede olanlar başkalarının iş yapma stratejisini olumsuz yönde engellemeye çalışırlar. Bu düşüncede olan kişiler için o an akıllarındaki doğru olan düşünce yarın için yanlış olabilir. Tıpkı yılanın eğri büğrü gitmesi gibi. Bu düşünce de olanlar bugün için hiç bir zaman eğilip bükülmez görünebilir ama yarın seni farklı bir düşünce ile sokabilir. Senin ektiğin düşüncelerin arasında yılan gibi sürünerek hareket edebilirler uygun bir ortamda senide sokma tehlikeleri vardır.
Doğruları yap, doğruları söyle ki ne söylediğini düşünmek zorunda kalma. Yaşanan ne olursa olsun önemli olan gerçeklerdir. Unutma: Dedikoducu, haset, tembel, uyuşukluk, işi yokuşa süren, çözümlerde sorun arayan insanlar konuşurken daha dikkatli konuşurlar çünkü konuşurken ektikleri zararlı tohumların altına mayın döşerler. Ama gün olur çoğu kendi döşedikleri mayına kendileri basarak yok olurlar. Döşedikleri mayınların yerini hatırlamakta zorlanırlar. Bundan dolayı, doğru söyle ki bastığın yerler tertemiz olsun, mayınlı tarlada yürümek zorunda kalma.
Çalışarak, uğraşarak bir yere gelen insanlar gerçek kişiliklerini herkese gösterirler. Ötekiler, çalışanların arkalarından konuştukları için çalışanların gerisinde kalırlar. Çelme takmaya çalıştıkları için sürekli karanlıkta kalmayı tercih ederler. Bu kural değişmez. Ben bunca sene çalıştım çabaladım; ama başkalarına çelme takarak, dedikodu ederek, çözümün bir parçası olmak yerine sorunun bir parçası olan hiç bir kişinin yükseldiğini görmedim. Unutulmamalıdır ki gerçekler er yada geç bir şekilde ortaya çıkıyor.
Çalışan ve üreten insanların bu insanlara karşı duyarsız olması ve bunların düşüncelerini benimsememesi en doğru yoldur. Bu tür insanlar kafanıza ektiğiniz yararlı tohumların yanında zararlı otlarında çıkmasını sağlarlar. Bu otları temizleyin, düşünceleriniz daha berrak ortaya çıkacaktır. Bu zararlı otlar düşüncelerinizin verimine ortak olur, düşüncenizin zayıflamasını sağlar. Müdahale etmezseniz filizlenen düşüncelerinizi bu zararlı otlar boğmaya başlar. Düşünceleriniz de zararlı tohumların büyümesine müsaade etmeyin. Onları kökünden kopartın. Olumsuz düşüncelerin yeşermesini engelleyin.
Dünyaya bakış açınız değişecektir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.