Uyuyan Dev
Uyuyan Dev
Hayat yolculuğumuzda zaman zaman gökyüzü kararır, sert rüzgarlar ve amansız fırtınalar patlak verir.
Hayat yolculuğumuzda zaman zaman gökyüzü kararır, sert rüzgarlar ve amansız fırtınalar patlak verir.
Kimimiz bu tufana karşı direnip ayakta kalmaya çalışırken, kimimiz engin denizin ortasında sığınacak bir liman ararız. Bu bekleyiş, bazılarının sonu olurken, bazılarının direniş destanına dönüşür. Ancak öyleleri vardır ki; fırtınadan kaçmak şöyle dursun, kaosun gücünü kendi lehine çevirmeyi seçer. Tıpkı usta bir kaptanın, fırtınanın ortasında yelkenlerini açıp rüzgârın şiddetiyle hedefine daha hızlı yol alması gibi... Gemi yara alabilir, direkler sarsılabilir; lakin unutulmamalıdır ki durgun sularda herkes kaptan kesilir. Asıl maharet, dalgalar gemiyi döverken dümeni bırakmamakta saklıdır. İnsanın farkı işte o an ortaya çıkar.
Aslında kaptanı menziline erkenden ulaştıran o korkutucu rüzgârlar ve kasırgalardır. Çünkü usta bir kaptan, felaketin gücünü hızına katar ve risk alarak zamanla yarışır. Oysa fırtına koptuğunda dümeni yönetemeyen, rüzgârı arkasına alamayan kaptan, yalnızca kendi gemisini değil, kendisine emanet edilen canları da karanlık sulara gömer.
Yaşadığımız hayatı salt biyolojik bir döngüden ibaret görmeyenler; satırların arasından ve hayatın içinden süzdükleri bilgelikle kendi kaderlerini inşa edebilirler. Zira okuyan, gören ve her zerreden tecrübe devşiren insan, rüzgârın önünde savrulan bir yaprak değil, kendi rotasını tayin eden bir kaptan olur.
Hayatımız nefes alıp vermenin ötesinde, varoluşun derin manasını kavrayan ruhlar; bilginin ışığı ve tecrübenin rehberliğiyle gideceği yolu aydınlatır. Çevresindeki her detaydan bir ders çıkaran bu insanlar, hayat denilen o meçhul yolculukta dümene geçme kudretine sahiptirler.
Kendi hayatına yön vermek, dışarıdan gelen darbelere karşı kendini kontrol edebilmekten geçer.
Hayatının dümenine geçebilenler, aldıkları darbeler karşısında sarsılsa da yıkılmayan, özdenetim sahibi insanlardır. Onlar, aleyhte söylenen sözlere kulaklarını tıkarken, her zorluktan bir ders, her yaradan bir güç devşirmeyi bilirler. Gerçek güç, dış dünyada kopan fırtınalara inat, kendi içindeki fırtınayı yönetebilmektir. Bu insanların sahip olduğu direnç kalkanı, tıpkı bir geminin karinası gibidir; dışarıdan gelen yıkıcı dalgaları ve zehirli düşünceleri göğüsler, ruhun su alıp batmasını engeller.
Akıl ve irade sahibi insanlar, ruhlarında patlak veren kasırgaları bastırmakla vakit kaybetmez, onları yönetmeyi seçerler. O hırçın dalgalarla boğuşmak yerine onların gücünden faydalanıldığında, yaşamın sonsuz maviliğinde hayallere giden yol kısalır ve varış süresi hızlanır.
İnsan, başına gelen talihsizlikleri idealleriyle aynı potada eritebildiği zaman yenilmez olur. Önce bu kaosu amaca hizmet edecek bir eyleme dönüştürün, ardından iradenize sarılın. Ruhunuzun derinliklerinde zincirlerini kırmayı bekleyen o devi harekete geçirin. Bırakın uyansın ve damarlarınıza cesaret, kalbinize güç pompalasın. Yüreğiniz bu yeni ritimle atmaya başladığında, hayata artık eski gözlerle değil, bir fatihin nazarıyla bakacaksınız.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

