Kimlik Ve Kişilik!?

Kişilik ise, şahsın kimliğine değer katan veya kimlik birikimini sıfırlayan karakter yapısıdır. Bir insan ne kadar dürüst, yüksek ahlâk sahibi, şahsiyetli ve onurlu bir kişiliğe sahip ise, kimlik birikimi o kadar kıymetli olur ve toplum nezdinde itibar kazanır. Yok öyle değil de, kullanılmaya müsait, iradesi zayıf, her günü bir öncesi ile çelişki arz eden, güvenilmez bir kişiliğe sahip ise; elde ettiği unvan, akademik kariyer veya statüde kazanımı ile ilgili kimlik birikiminin hiçbir kıymeti olmaz. Kişiliği güzel olanın kimliği yükseldikçe topluma faydası yükselir. Bunun tam aksine kişiliği bozuk olanın unvan ve sorumluluğu büyüdükçe topluma olan zararı da o kadar büyük olur. Üniversitede hoca derse gelir, tahtaya kocaman bir (1) yazar. Öğrencilere "Bu sizin kişiliğiniz" der. Bir rakamının sağ yanına "Bu bilginiz, bu tecrübeniz, bu elde ettiğiniz unvan, bu sermayeniz, bu tecrübeniz" diye bir yığın sıfır yazar. Her sıfırdan sonra bir rakamının değeri ona katlanır ve milyonlarla yükselir. Sonra tahtanın başında geçer, bir rakamını siler ve dönüp "Eğer kişiliğiniz yoksa geriye bir yığın sıfır kalır" der. İfade etmeye çalıştığım husus, kişiliğin kimlikten daha önemli olduğudur. Günümüzde ve özellikle siyasi alanda kişiliğin ne kadar önemli olduğuna tanık oluyoruz. Ülke yöneten veya yönetime talip olan yaşlı başlı, bilgi birikimi ve akademik kariyer sahibi ve idari mekanizmada en üst sıralarda yer edinmiş olan kişilerin geçmişleri ile taban tabana zıt eylem ve söylemleri,  onların karakterlerini gösteriyor. Geleceğe umutla bakabilmek için, bu örnekler bize, zamana göre yön değiştirmeyen, rüzgar gülü gibi sağa sola dönmeyen, inanç değerlerinden taviz vermeyen; karakterli, dürüst ve düzgün insan yetiştirmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Allah'ın (c.c.); İslâm dünyasının ve özellikle İslâm âleminin amiral gemisi konumunda olan ülkemizin, ahlâkî güzel, karakteri düzgün kişilikli insanlarla teslim etmesi dua ve dileklerimle.