Bir Övgüm Bir De Yergim Var

Bu durum hepimizi inanılmaz bir şekilde gururlandırdı. Her kim ne derse desin bir gerçek var ki, bir ülkenin savunma sanayisi olmalı hatta güçlü bir savunma sanayisi olmalı. Eğer savunma konusun da dışa bağımlıysanız, işiniz zor demektir. Maddi yönden çok büyük külfettir. İşte S400 füzelerine verilen para milyarlarca dolar ya da alacağınız savaş uçakları milyonlarca dolar değerinde. Birde şöyle bir durum var; milyarlarca dolar verip savunma sisteminizi ya da uçaklarınızı alıyorsunuz ama velakin öyle dilediğiniz gibi kullanamıyorsunuz. Adamlar diyor ki! “Bana parasını ödeyeceksin ben de sana silahını vereceğim ama benim istediğim şekilde kullanacaksın yoksa güncellemesini yapmam” diyorlardı. Hatırlayın daha birkaç ay öncesine kadar ABD'den almayı düşündüğümüz 23 milyar dolar değerinde 32 adet "F-16 C Blok 70" savaş uçağı, 8 adet "F-16 D Blok 70" savaş uçağı ve hali hazırda kullanılan 79 adet F-16 uçağının V-Konfigürasyonuyla modernize etmeyi kabul etmiyorlardı. Çünkü Türkiye İsviçre’nin NATO’ya üyeliğine onay vermiyordu, ABD’de de o zaman, "Biz de F16 size satmıyoruz, elinizde ki uçakların da güncellemesini yapmıyoruz hatta proje ortağı olduğunuz yaklaşık 2 milyar dolarını ödediğiniz F35 de size vermiyoruz" dediler. Sonucun da İsviçre’nin NATO üyeliğine Türkiye onay verdi sorun çözüldü ABD silahları vermeyi kabul etti. Milyarlarca dolar ödeyerek silah satın alacaksın bir adamların kaprisine çekeceksin. Ama savunma sanayini kendin oluşturursan milyarlarca dolar cebimiz de kalır ayrıca ürettiğin silahları satarak ülkemizi ekonomik anlamda güçlendirebiliriz hem de dosta düşmana gözdağı veririz. Bu nedenle uçağımızı, savaş gemilerimizi, tankımızı, savunma sistemimizi, füzelerimizi kısaca saldırı ya da savunma konusun da tüm silahlarımızı kendimiz üretip dışa bağımlı olmaktan çıkmalıyız. Bu nedenle Türkiye'nin milli muharip uçağı KAAN’nın uçmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Yergime gelince; “Biliyorsunuz uzaya gidiyoruz, uzaya giden ilk Türk kim olacak, uzay yarışında bizde varız” gibi laflar uzun zamandır gündemimizdeydi. Sonra bir anda Türkiye’nin uzay macerası gerçek oldu biri çıktı gitti deneyler falan yaptı bir iki hafta kaldı ve döndü. Bunun için de 50 milyon dolar verildi. Şimdi bir zat çıkıp bu düşüncemi eleştirebilir ama kimse kusura bakmasın bu ülkenin emeklisi açken reklam uğruna 50 milyon dolar verilip uzaya birilerini göndermek bana göre savrukluktur. Öncelikle uzay da yapılacak deneyler bu kadar önemliyse onlar bize neden para vermedi de biz onlara 50 milyon dolar verdik? Mantık olarak uzaya giden bizim bilim adamımız bu kadar önemli deney yapacaksa ya da bizim bilim adamımız bu kadar büyük bilim adamıysa doğal olarak bizi uzaya götürenlerin bizi bedava götürmesi gerekmiyor mu? Hatta gelin bu deneyi yapın tüm masraflarınızı bize ait demeleri gerekmiyor muydu? Her şeye rağmen uzaya gidildi deney yapıldı diyelim, uzayda yapılan deneyin sonuçlarını, biz atmosferin içinde yani dünya da nasıl değerlendireceğiz? Deneyi uzayda yaptık sonuçlarını nerde göreceğiz? Uzay yapılan deneyler tıpkı F35'ler gibi ortak bir proje mi? Deneylerin devamı için 50 milyon dolarlar verip uzaya adam göndermeye devam mı edeceğiz? Kaç defa göndereceğiz? 50 milyon dolarlık deneyin konusu ne? Yoksa tek amaç uzaya adam göndereceğiz dedik işte gönderdik algısı mıydı? Ya da bizi uzata götürenler zaten bu deneyleri yapıyorlardı hadi sizden de biri gelsin seçim yanaşıyor sizin için reklam olur bizimde masrafımızın bir kısmına ortak olursunuz mantığı mıydı? Kafalarda binlerce soru... Neyse zaman gösterecek 50 milyon dolar verilip neden uzaya çıkıldığını! Yapılan deneylerin 50 milyon dolarlık karışığının ne olduğunu zaman gösterecek. Benim fikrim 50 milyon dolarlık bir reklam, kimin reklamı? Takdir sizlerin!!! Ama 10 bin lira ile geçinen emeklilerin olduğu bir ülkede para öyle kolay kolay harcanmamalı. KAAN için harcanan her kuruş helal olsun. Ama uzaya sırf bizim dönemimiz de ilk astronotu biz gönderdik diye harcanan 50 milyon dolar da haram olsun.  Kimse kimseyi kandırmayacak Eğer uzaya çıkıyoruz diyeceksek tıpkı uçağımız KAAN gibi uzay mekiğimiz de bize ait olacak. Türkiye den uzaya fırlatılacak. On, dokuz, sekiz diye geri sayımı Türkiye den yapılacak. Atmosferi Türkiye’den yükselerek terk edecek. Yoksa 50 milyon doları olan ve o deneyleri bende yaparım diyen biri, yarın bir gün uzaya giderse ne olacak?  Nasıl olsa parayı veren uzaya çıkıyor değil mi? Yeter ki 50 milyon dolarcık paran olsun yeter. Doğruya doğru yanlışa yanlış diyeceğiz, diyeceğiz ki bizi idare edenler bizim paramızı har vurup harman savurmayacaklar. KAAN hepimizin gururu keşke uzaya ilk astronotu biz gönderdik reklamı için verilen para milli muharip uçağı KAAN’ı geliştirmek için kullanılsaydı daha mantıklı olurdu.