İçimizde Görülmeyen Değerler
İçimizde Görülmeyen Değerler
80’li yıllardı ne elimizde cep telefonu var ne de bilgisayarlarımızda internet. O zamanlar yirmili yaşlardayım.
80’li yıllardı ne elimizde cep telefonu var ne de bilgisayarlarımızda internet. O zamanlar yirmili yaşlardayım.
Yaz tatiline girdiğimizde babam ve annem, beraber memleketimize gider yaz tatilini geçirirdik. Meraklı olduğum için memleketimdeki değişiklikleri gözlemlerdim.
Yaz tatiline geldiğim o yıl memleketimize yedi ailenin taşındığını gördüm. Bizim mahalleye yakın bir yerde ev tuttular. Zamanla onların çocukları ile arkadaş olmaya başladım. Artık rızklarını bizim memleket te aramaya başlamışlardı. O sene memleketimde üç ay kalmıştım. Gelen yedi ailenin üçü memleketimde tutunmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Asla iş beğenmiyorlar ne iş olsa yapıyorlardı. Gün oluyor amele gibi inşaatlarda çalışıyorlar, gün oluyor tarlalarda bahçelerde ırgat olarak iş görüyorlardı. Bu insanları asla boş görmüyordum.
Öteki iki aile de olandan bitenden çok rahatsızlardı. İş bulamadıkları için hep şikâyet ediyorlardı. Durumlarının iyi olmadığını herkese söylerlerdi. Gelen yedi aileden kalan son iki ailede memleketime uyum sağlayamayıp başka yere gitmeye karar verdiler.
Ben yazları üç ay memleketimde kalır sonra ailemle beraber Ankara’ya döner okuluma giderdim. Dokuz ay Ankara’da kalır sonra tekrar memleketime yaz tatilini geçirmek için giderdim. Bu durum seneler ce devam etti.
İnsan bir bölgede sürekli yaşadığı zaman bölgesindeki değişimi çok fark edemiyor. Ama periyodik olarak o bölgeye gidip gelme durumu olduğunda bölgesindeki değişimini orada yaşayanlardan daha iyi analiz ediyor.
Bu şuna benziyor; evladınız sürekli yanınızda olduğunda ebeveynler büyüdüğünü ve geliştiğini tam olarak anlamıyor. Ama evin bir ferdi uzak bir yere gittiğinde (Örneğin: Askere gittiğinde veya uzak bir yere çalışmaya gittiğinde) ve orada uzunca bir süre kaldığında çocuklardaki değişimi -büyüdüğünü ve geliştiğini- fark edebiliyor. Aynı mantık yukarıda kasabada yaşayan aileler içinde geçerli.
Ben her sene yaz aylarında kasabama geldiğimde kasabama göç eden o beş aileyi çok rahat gözlemliyordum. Sürekli çalışan, çabalayan iş beğenmemizlik yapmayan üç ailenin kimseye ihtiyacı olmadan ayakta durmaya başladığını gördüm. Üstelik bunlarla yetinmeyip bir dükkân açtıklarını gördüm. Sürekli bulunduğu ortamdan şikâyet edip etraftan yardım isteyen iki ailenin de son gördüğümden farklı bir hayatları olmadığını gördüm.
Şu an altmış yaşındayım. Geçen bayram yine memleketime gittim. Şunu gördüm: Yıllar önce bizim kasabaya göç etmiş o beş ailenin üç ailesi, çok çalışarak iş yerleri açtığını ve memleketime çok yatırım yaptıklarını gördüm. O zamanlar arkadaş olarak beraber konuştuğum çocuk şimdi benim yaşlarıma gelmişti ve iş yerinde kendi işinin patronu olmuştu. Çalışana Allah yardımcı oluyordu.
Şikâyet edip çalışmayı sevmeyen iki ailenin çocukları ise bu ailelerin yanında eleman olarak çalıştıklarını gördüm.
Sayın okurum bu anlattıklarımı kitaplardan okuyarak size sunmadım, altmış yılın gözlemini size sunuyorum ve altmış yılın özetini yazıyorum. Kabaca şunu söyleyebilirim ki;
İnsanların çalışma hayatı üçe ayrılıyor.
- Çalışmadan pes edenler,
- Çalışmadan, yardım bekleyip, kendilerine dokunmasını bekleyerek vakit geçirenler.
- Birilerine bağlı olmayıp, çabalayıp, uğraşıp, kazanmak için çalışan insanlar.
İçimizde bulunan potansiyel; azimden ve çalışmadan başka bir şey değil. Ancak, bu potansiyel çoğu zaman fark edilmez veya kullanılmaz. Fark edilse bile düzensiz çalışma ve azim eksikliğinden yok olur gider.
İnsanlar, kendi içlerindeki gücü görmezden gelirler. Gerçek başarı, emekle ve azimle elde edilir. Alın teriyle kazanılan başarılar hem daha değerli hem de daha kalıcıdır. Zorluklar karşısında pes etmemek, sürekli öğrenmek ve gelişmek, başarıyı aktif hale getirmenin anahtarlarıdır.
Başkalarının size yardım etmesini beklemek yerine, kazanmak için harekete geçenler kimseye muhtaç olmadan yaşamanın yolunu bulur. Başarı, dışarıdan gelen bir mucize değil, içimizdeki potansiyeli ortaya çıkararak elde ettiğimiz bir sonuçtur.
Çalışmak, çabalamak ve azimle ilerlemek, kendi yolumuzu çizmenin kullanmanın en etkili yoludur.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.