Vizyon Kuyumcu

Birkaç Resim ve Yorumu

Gündem 21.02.2025 - 23:09, Güncelleme: 21.02.2025 - 23:09
 

Birkaç Resim ve Yorumu

İnsanların görev ve sorumluluk anlayışları kişilerin inançları, kafa yapıları ve dünyevi beklentilerine göre değişkenlikler arz edebiliyor.

Zaten siyasi görüş ve duruş farklılıkları ve siyaset merkezleri bu farklılıktan besleniyor. Bu hususta birkaç örnek vermek istiyorum. 1) Yaşı doksanı aşan bir ağabeyimiz; MSP ve Refah döneminde yapılan köy ve mahalle çalışmalarının şimdi yapılmadığını ifade ederek ülkenin içinde bulunduğu bugünkü durumdan Saadet Partisi teşkilatlarının sorumlu olduğunu söylüyor. 2) Umre dönüşü genç yaşta kızı vefat eden sevdiğim bir kardeşime taziyeye gittim. Taziye için gittiğim arkadaş toplantıda imiş 10-15 dakika kadar beklememi rica ettiler. Benim gibi taziyeye gelen üç tanesinin emekli imam olduklarını söyleyen bir gurubun yanında bir kenara oturdum. Bu arkadaşlarının hiçbirinin gündeminde İslâm adına, din adına ve Allah (c.c.) rızası adına bir kelime bile yoktu. Gündemleri; varsa yoksa emekli maaşları ve çalışan imamlar ile emekli olanların maaş farkları idi. 3) Milli Görüş hareketinin amaç ve hedefini anlattığım bir mağazanın patronu; "Tamam hacı abi senin bu anlattıklarına asla itiraz edemem ama, senin bu söylediklerini koskoca falan hoca bilmiyor mu" dedi. Bilmiyor mu dediği koskoca hoca bir tasavvuf gurubunun başında olan birisiydi. 4) Samsun Cumhuriyet meydanında bir tarikatın halifesi ile karşılaştık. "Nuri bey siz haklıymışsın, bizim efendi, bunlar hiç adam değilmiş, bizim hiçbir dediğimizi yapmıyorlar diyor" dedi. 5) Bir Cuma günü birkaç defa yurt dışında görevli giden Hoca efendi cemaate ekonominin çok iyi olduğunu anlatıyor. Kendisine bu iktidarın ülkeye yüklediği faiz miktarını söyledim. "Biz de birşeyler okuyoruz Nuri abi" dedi. Eskiden milli ve manevi değerler ile ilgili tavsiyelere insanlar itaat etmeseler bile fazla itiraz etmezlerdi. Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere şimdi din adamı olarak geçinenlerin ve din istismarını ranta çevirenlerin bile İslâm diye bir dertleri yok. Şimdi insanlığı içinde bulunduğu bataktan kurtaracak tek çıkış yolu olsun İslâm Birliğine;  * Cami cemaatleri karşı.  * İmamlığı geçim kaynağı olarak görenler karşı.  * Nereye, kime ve niye itaat ettiğini bilmeyen tarikat mensupları karşı.  * Müslümanlara namaz kıldıran imamlar ve onların daha üst kademesinde olanlar karşı.  * İnanan insanların oyları ile seçildikleri halde ülkeyi parsel parsel satanlar karşı. Bütün bunlara rağmen hala Milli Görüş camiasını olumsuzluğun tek sorumlusu göstermek bir sorumluluk farkı ve hassasiyeti olsa gerek ama, kısmen doğru olsa bile İslâm davasının çilesini çekenleri bu itham incitiyor.
İnsanların görev ve sorumluluk anlayışları kişilerin inançları, kafa yapıları ve dünyevi beklentilerine göre değişkenlikler arz edebiliyor.

Zaten siyasi görüş ve duruş farklılıkları ve siyaset merkezleri bu farklılıktan besleniyor. Bu hususta birkaç örnek vermek istiyorum.

1) Yaşı doksanı aşan bir ağabeyimiz; MSP ve Refah döneminde yapılan köy ve mahalle çalışmalarının şimdi yapılmadığını ifade ederek ülkenin içinde bulunduğu bugünkü durumdan Saadet Partisi teşkilatlarının sorumlu olduğunu söylüyor.

2) Umre dönüşü genç yaşta kızı vefat eden sevdiğim bir kardeşime taziyeye gittim. Taziye için gittiğim arkadaş toplantıda imiş 10-15 dakika kadar beklememi rica ettiler. Benim gibi taziyeye gelen üç tanesinin emekli imam olduklarını söyleyen bir gurubun yanında bir kenara oturdum. Bu arkadaşlarının hiçbirinin gündeminde İslâm adına, din adına ve Allah (c.c.) rızası adına bir kelime bile yoktu. Gündemleri; varsa yoksa emekli maaşları ve çalışan imamlar ile emekli olanların maaş farkları idi.

3) Milli Görüş hareketinin amaç ve hedefini anlattığım bir mağazanın patronu; "Tamam hacı abi senin bu anlattıklarına asla itiraz edemem ama, senin bu söylediklerini koskoca falan hoca bilmiyor mu" dedi. Bilmiyor mu dediği koskoca hoca bir tasavvuf gurubunun başında olan birisiydi.

4) Samsun Cumhuriyet meydanında bir tarikatın halifesi ile karşılaştık. "Nuri bey siz haklıymışsın, bizim efendi, bunlar hiç adam değilmiş, bizim hiçbir dediğimizi yapmıyorlar diyor" dedi.

5) Bir Cuma günü birkaç defa yurt dışında görevli giden Hoca efendi cemaate ekonominin çok iyi olduğunu anlatıyor. Kendisine bu iktidarın ülkeye yüklediği faiz miktarını söyledim. "Biz de birşeyler okuyoruz Nuri abi" dedi.

Eskiden milli ve manevi değerler ile ilgili tavsiyelere insanlar itaat etmeseler bile fazla itiraz etmezlerdi. Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere şimdi din adamı olarak geçinenlerin ve din istismarını ranta çevirenlerin bile İslâm diye bir dertleri yok. Şimdi insanlığı içinde bulunduğu bataktan kurtaracak tek çıkış yolu olsun İslâm Birliğine;

 * Cami cemaatleri karşı.

 * İmamlığı geçim kaynağı olarak görenler karşı.

 * Nereye, kime ve niye itaat ettiğini bilmeyen tarikat mensupları karşı.

 * Müslümanlara namaz kıldıran imamlar ve onların daha üst kademesinde olanlar karşı.

 * İnanan insanların oyları ile seçildikleri halde ülkeyi parsel parsel satanlar karşı.

Bütün bunlara rağmen hala Milli Görüş camiasını olumsuzluğun tek sorumlusu göstermek bir sorumluluk farkı ve hassasiyeti olsa gerek ama, kısmen doğru olsa bile İslâm davasının çilesini çekenleri bu itham incitiyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.