Ömür denen hayat sermayesi Allah'ın (c.c.) takdir ettiği zaman gelince sona erecek. Bunu bir dakika öne almaya veya ertelemeye bizlerin gücü yetmez. Öyle olunca bu süreyi, geri dönüşün olmayacağı veya pişmanlığın fayda vermeyeceği zaman gelmeden çok verimli kullanmalıyız. Hani hayatta telafisi mümkün olmayan bir yanlış yaparız, daha sonra bundan son derece pişman oluruz ve bunu neden yaptım diye nedamet duyarız. Ama olan olmuştur ve pişman olmanın bir faydası yoktur. İşte alacağımız nefes bitip ömür sona erdiğinde; hayatta iken yaptığımız veya yapmamız gerekirken ihmal ettiğimiz her şey önümüze konulacak. Dünyada heybemize doldurduklarımız önümüze dökülecek. O zaman pişmanlık fayda vermeyecek. Dünyada iken dinden, Hak ve hakikatten uzak bir hayat yaşayanların ölünce karşılaşacakları durum, Kur'an da bizlere;  * Bu günün geleceğini size haber veren bir uyarıcı gelmedi mi diye sorulacağını,  * Onların da "Evet bize bir uyarıcı geldi ama biz onu dinlemedik diyeceklerini.  * İman etmeden ölenlerin, ne olur beni dünyaya geri gönderin de Allah'ın (c.c.) razı olacağı işler isleyelim." diyeceklerini,  * Onlara "Sen oradan daha şimdi geldin" diye geri dönüş isteklerinin kabul edilmeyeceğini,.  * Özetle oradaki pişmanlığın bir faydasının olmayacağı, Haber veriliyor. Bu nedenle, son pişmanlığın fayda vermeyeceği o zaman gelmeden; canımız sağ, aklımız yerinde ve fırsat elimizde iken aklımızı başımıza alalım. İrademizi Allah'ın (c.c.) razı olduğu çizgide kullanalım, hesap defterimizi mümkün olduğu kadar iyi ve güzel şeylerle dolduralım ki, "Ne olur beni geri gönderin" deme durumuna düşmeyelim. Allah'ın (c.c.); kendisini Müslüman olarak tanımlayan herkesi öbür âlemde pişman olmaktan koruması dua ve dileklerimle.