Dünyada Altmış kadar İslâm ülkesi, İki Milyara yakın kendisi Müslüman olarak tanımlayan insan var ama, üç buçuk soysuz Siyonist Yahudi kendisini Müslüman olarak tanımlayan bu zavallı güruha yıllardır acıların en rezilini yaşatıyor.
Mesken masumiyetini ihlal ediyor, evlerini yıkıyor, sığınma kamplarını bombalıyor, gıda yardımlarını engelliyor, insanları açlık ve susuzluktan ölüme mahkum ediyor. Çoğu kadın ve çocuk Altmış Bin den fazla insan hayatını kaybetti ama, Müslüman ülkelerinin anlı şanlı yetkilileri Manda'nın trene baktığı gibi sadece bakıyorlar. Üç günlük dünya için iradeleri ile birlikte tüm değerlerini satmışlar. Teslimiyetçi, korkak ve tepkisiz bir hal içindeler ve bu halleri ile İslâm'ın onur ve şerefini temsil etme ehliyetini yitirmiş görünüyorlar.
Tüm dünyanın gözleri önünde sergilenen bu vahşete, İslam ülkeleri doğrudan veya dolaylı olarak her alanda destek verirken, zulmü kırmak ve Gazze'ye gıda yardımı koridoru açmak için yola çıkan gemilerdeki aktivistlerin çoğunluğunun batı ülkeleri insanı olması; İslami argümanları siyasi malzeme olarak kullananların ne denli istismarcı ve iki yüzlü olduklarını gösteriyor. Hatta batı ülkelerinin bu zulme bizden daha hassas ve duyarlı, halklarının daha tepkili olmaları bizim için ders alınması gereken bir gelişme. Öyle görünüyor ki Allah (c.c.); bizler gibi iki yüzlü Müslüman tipinden memnun değil.
Batı dünyasında Müslüman olanların sayılarının hızla artışına bakınca adeta; Allah (c.c.) İslam'ın onur ve şerefini temsil etmeye daha ehliyetli ve daha sağlam karakterli ve kâmil manada Müslüman tipini oluşturuyor. Ve İslam'ın İzzet ve şerefini, doğduğu bu coğrafyadan alarak ve o şerefi hak eden başka insanlara emanet edecek. Çünkü mevcut Müslüman tipi bu şerefi taşıma ehliyetini yitirmiş gibi görünüyor.
İslâm dünyası olarak bu zilletten kurtulmak için bir an önce aklımızı başımıza almak, özümüze dönmek ve kendi kimliğimizi yeniden kazanmak zorundayız. Aksi halde, İslâmî temsil şerefini ebediyen kaybedebiliriz.
