Allah'ın (c.c.) hükmüne teslimiyet sorunu yaşayanlar, kendilerinden güçlü olduğuna inandıkları sanal güçlere boyun eğer ve iradelerini onlara teslim ederler.
Bu teslimiyet insanı şirk batağına bile düşürebilir. Halbuki hakiki anlamda güç ve kuvvet sahibi yalnızca cenabı Allah'tır. Bu gerçeğe aykırı olarak Allah'ın (c.c.) rızası hilafına; güçlü olduğuna inanılanın zulmüne yardımcı olan veya iktidara yakın olma gayret ve hevesi ile, iktidarın inanç değerlerimizle çelişki arz eden icraatlarına destek verenlerin durumunu Allah (c.c.) Kur'an'ı Kerim'de şöyle haber veriyor.
(İnsanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve güçsüzler büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Şüphesiz bizler size uymuştuk, şimdi siz az bir şey olsun Allah'ın azabından bizi koruyabilecek misiniz?" Onlar da, "Eğer Allah bizi doğru yola eriştirseydi biz de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi sızlansak da, sabretsek de bizim için birdir. Artık bizim için hiçbir kurtuluş yoktur" derler.) İbrahim Suresi 21. Âyet
(İş bitirilince şeytan da diyecek ki: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah'a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır.) İbrahim suresi -22. Âyet
İşte, değişmez hakikat bu. Şimdi ister bizleri ebedi saadete ulaştıracak olan Allah'ın (c.c.) kopmaz ipine sarılalım, isterse sonsuz nedamet duyacağımız, büyük zan ettiklerimizin sapkın yolunda yürüyelim. Tercih bizlerin.
