Tarih boyunca, İslam'ın Hak ve Adalet anlayışı Siyonizmin hedefinde olmuştur. Çünkü İslam"ın Hakk ve adalet anlayışı emperyalist sömürü düzenine engel olacak tek sistemdir. Bu nedenle İslami değerleri savunan bir fikiriyatın iktidar olması, Siyonizmin sonunun başlangıcı olacağı için batı "yeşil rengi" düşman ilan etmiştir.
Batı dünyasının olmazsa olmazı seçme ve seçilme hakkı gibi evrensel kavramlar, İslam ülkeleri için geçerli değildir. İslâmi gelişmelerin önlenmesi için darbe de dahil batının çıkarına hizmet edecek her ahlâksızlık meşru ve makbuldür. İslam'ın Hak ve Adalet anlayışını savunması nedeniyle Milli Görüşün ayağa kalkması değil nefes alması istenmemektedir. Bunun için Milli Görüşün önü darbeler, parti kapatmaları ve bölüp parçalama yolu ile defalarca kesilmek istenmiştir.
Şimdi seçim tarihinin yaklaşması ve Milli Görüşün TBMM de gurup kurma ihtimali, Siyonistleri ve işbirlikçilerini son derece rahatsız etmektedir. İktidar yetkililerinin, durup dururken halkın özgür iradesi ile yapacağı siyasi tercihi "Darbe" olarak algılamaları ve bu kavramı her fırsatta gündeme getirmelerinin arka plânında; Milli Görüşün Mecliste gurup kurmasının endişesi yatmaktadır. Aksi halde Saadet Partisinin seçime ortak girme talebine "Partiyi kapatın ve tabelayı indirin öyle gelin" diyen AKP’nin; HÜDA PAR, DSP ve diğerlerine kapılarını kayıtsız şartsız açmasının başka izahı olamaz.
Şu iyi bilinmeli ki, her şeye rağmen Allah (c.c.) nurunu tamamlayacaktır. Çünkü bu O'nun vaadidir.