Ülkemizde topluma algı operasyonları ile yön verebilmek için, bazı kavramlar halkın hoşuna gidecek süslü ifadelerle servis ediliyor. Son günlerde gerilimden nemalanan kadrolar tarafından "Terörsüz Türkiye" diye bir söylem terennüm edilmeye başlandı. Ülkemizde anaların gözyaşı dökmemesi, için, Terörsüz Türkiye T.C. vatandaşı olan herkesin hayalidir ve buna kimse itiraz etmez. Ama, bu kavramı gündeme getirenlerin bu güne kadar gerilimden beslenen zihniyet mensubu olmaları ve geçmişteki söylemleri ile eylemlerinin tam bir çelişki arz etmesi akıllara "acaba" diye bir soru işareti getiriyor. Ne oldu veya nereden nasıl bir rüzgar esti de; * Dün DEM Partililer ile muhalefetin meşru zeminde bile bir araya gelmelerini en ağır lisan ile eleştiren ve hatta bu yaklaşımı vatan hainliği olarak itham edenler, şimdi neden 180 derece dönüş ile DEM Partiye bu kadar yakınlık duymaya mecbur oldular? * DEM Partisini altılı masanın yedinci ayağı olarak göstererek hem o partiyi ve hem de altılı masayı karalayarak siyasi rant elde etmeye çalışanlar şimdi hangi bir nedenle DEM sevici olmaya mecbur oldular? * Daha önce Öcalan'ın idamı için seçim meydanlarına ip atarak gezenler, Otuz Bin vatan evladını şehit eden caniyi TBMM ne davet etmeye zorlayan sebep nedir? * Terörsüz Türkiye talebi hakikaten samimi ve ülkede barış ve huzuru sağlamak için ise, muhalif belediyelere peş peşe yapılan baskınlar ile ortamı germek niye? Siyaset uzun soluklu bir yürüyüştür. Bu yola giren bir siyasetçi nerede ne zaman ne konuşacağını iyi hesap etmesi gerekir. Dün en ağır bir lisan ile hakaret ettiğine bugün övgüler yağdırmak; özgür düşünen sağlıklı bir kafanın ürünü olamaz. Allah'ın (c.c.) bu milletin ufkunu açarak merhamet etmesi dua ve dileklerimle.