Kaçakçılar KOM'u Yedi!

Karadeniz'de PKK tarafından böyle bir silahlı eylem yapılabilmesi şaşkınlığa neden olmuştu.

 

Ardından, PKK Samsun'un Ladik ve Ayvacık ilçesinde varlık göstermeye başlıyor.

 

Vatandaş diken üstünde.

 

İlk olarak 14 Nisan 2012 tarihinde Ladik'te 2 terörist öldürülüyor, hemen ardından Samsun'un Ayvacık ilçesinde 27 Haziran 2022 tarihinde yaşanan çatışmada bir terörist yaralı ele geçiriliyor.

 

Güvenlik güçlerinin yaptığı art arda iki başarılı operasyon sonucu PKK'nın Karadeniz'e açılım çalışmaları sonlandırılıyor.

 

Başarılı operasyonların ardından PKK'nın Karadeniz'e neden açılma girişimi içerisine girdiği açığa çıkıyor.

 

Samsun'un Ayvacık İlçesi'nden teröristlerin temizlenmesinin ardından yetiştirilen dişi hint kenevirinden elde edilen tonlarca esrar maddesi ardı ardına yakalanıyor.

 

"Dağlarda terörist var" korkusuyla insanların dağlık bölgelerde gezinmesini engelleyen PKK, dağlık bölgelere tonlarca uyuşturucu ekmiştir.

 

Çok acıdır ki, PKK'nın Ayvacık'tan çekilmesinin ardından yakalanan tonlarca uyuşturucunun önemli bir bölümünün sahibinin o dönemin AK Parti Ayvacık Belediye Meclis Üyesi bir isim ile bağlantısı ortaya çıkıyor.

 

Bu olayın ardından 10 yıl kadar Samsun'da PKK varlığı hissedilmezken Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan bir ihbar sonucu tekrar Samsun'un ismi PKK ile anılmaya başlanıyor.

 

Verilen bilgilere göre; Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'na çok sayıda ismin PKK-KCK uyuşturucusuyla bağlantılı oldukları gerekçesiyle bir ihbar yapılıyor. Yapılan ihbarda Metro Holding patronu Samsunlu isim Galip Öztürk ile kardeşi Talip Öztürk ve Metro Holding CEO'su AK Parti Samsun eski Milletvekili Fatih Öztürk'de yer alıyor.

 

Fatih Öztürk'ün ikameti Samsun görüldüğü için Fatih Öztürk ile ilgili incelemenin yapılması için Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı gönderiliyor.

 

Bu gelişmeyi 9 Aralık 2022 tarihinde, "Galip Öztürk ve Fatih Öztürk'e Devlet Kendini Gösterdi!" başlığıyla kamuoyuna duyurmam üzerine Fatih Öztürk, şahsım ve internet gazetemizin sahibi Sezer Sezer hakkında savcılığı suç duyurusunda bulunmuş ve savcılık hakkımızda "Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar" vermiştir.

 

PKK'nın Samsun'un dağlarından çekildiği, Samsun'da uyuşturucu üretimine giriştiği ama başarılı olamayınca Karadeniz'den çekildiği zannedilirken, PKK'nın Samsun'da başka bir gayrimeşru yol üzerinden yüksek meblağlarda gelir elde etmek için bir ağı çoktan hayata geçirdiği ortaya çıktı.

 

Ülkemizde her köşe başında açılmış olan tütün evlerine şahit olmaktayız. Tüm yurtta polis ve jandarma kaçak tütüne karşı en az uyuşturucuyla yaptığı mücadele kadar emek ve zaman harcamakta. Hatta TBMM'de çıkan yasalarla kaçakçılığın önüne geçebilmek için sarma sigara satanlara ağır cezalar getirilmiştir.

 

Kaçakçılıkla mücadele eden birimlerin en önemli mücadele araçları arasında muhbirler bulunmaktadır.

 

Sigara kaçakçılığıyla mücadelede diğer kaçakçılık yollarında olduğu gibi muhbirler kullanılmaktadır. Samsun Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) polisleri de mücadele çerçevesinde çok sayıda muhbirle çalışmaktadır.

 

Samsun KOM'un muhbir olarak çalıştırdığı doğu kökenli bir şahsın şüpheli hareketleri polisin dikkatini çeker. Muhbirlerin kısmen kaçakçılık yapmalarına göz yumuluyordur ve bu şahsın göz yumulandan fazla kaçakçılığa giriştiği şüphesi oluşmuştur.

 

Bu çerçevede takibe alınan muhbirin kiraladığı bir depoya baskın yapan Samsun KOM, Karadeniz'de bir defada yakalanan en büyük kaçak mamülü ele geçirmiştir. Değeri milyonlarca liradır ve tüm tv kanallarında haber olmuştur.

 

Aynı ekip operasyonlarını aralıksız sürdürüyor ve yine doğu kökenli kişilerin başında olduğu isimlere ait depolarda milyonlarca lira değerinde kaçak mamül ele geçirilmeye başlanmıştır.

 

Yakalanan kaçak mamüllerin sahiplerinin PKK ve PKK üst bölgesi olarak kabul edilen Kandil ile irtibatları bulunduğu tespit edilir.

 

Yapılan bu başarılı operasyonların ardından operasyonları yapan polis ekibinin başındaki polis memuru ve ekip arkadaşları takdir edilmesi gerekirken, tam tersi oluyor.

 

Önce operasyonların başındaki Samsun KOM'un en tecrübeli polis memuruna Ankara KOM Daire Başkanlığı'ndan bir üst düzey polis amiri tarafından telefon geliyor. Operasyon yaptığı isimleri tanıdığını ve operasyona uğrayan isimlere selamını iletmesini istiyor.

 

Yani üstü kapalı "o kaçakçılara dokunma" diyor!

 

Polis memuru bu telefonu önemsemeyip işlemlere devam etmesinin ardından Samsun KOM'dan bir ilçeye sürülüyor.

 

Ardından bu polis hakkında asılsız ihbarlar ardı ardına gelmeye başlıyor.

 

İhbarların ardından Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı polis hakkında soruşturma başlatıyor.

 

Polis savcıya ifade vererek, asılsız ihbarları tek tek çürütüyor fakat savcı iddianame yazma konusunda ısrarcı davranıyor ve iddianame hazırlıyor.

 

İddianameyi Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi kabul etmiyor ve savcılığa iade ediyor. Savcı ısrarcı davranıyor ve tekrar bir iddianame hazırlayarak gönderiyor. 2. iddianameyi de aynı mahkeme savcılığa geri gönderiyor. Savcı ısrarlı davranıyor ve aynı iddianameyi 3. kez yazarak gönderiyor. Yasalar gereği savcının hazırladığı 3. iddianame kabul edilmek zorunda olduğu için polis hakkında dava açılıyor. Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açılan davanın 2. duruşmasında hakim polisin beraatine karar veriyor.

 

Polisin aklanmasına rağmen Ankara devreye giriyor ve polisi meslekten ihraç ediyor. Adeta "Sen misin bizim adamlarımıza operasyon yapan?" dercesine.

 

Bu yaşanan olayda asıl bomba KOM polisinin PKK'nın çarkına çomak soktuğu için çektiği zülüm değil!

 

Bu olayın detaylarını mahkemeye yansıyan evraklardan inceledim.

 

Mahkeme dosyalarına yansıyan evraklar arasında bilirkişi tarafından çözümü yapılarak sunulan bir ses kaydının dökümünü okurken Samsun ve Ankara'da görev yapan çok sayıda üst düzey polis amirinin ismi geçiyordu.

 

Adı geçen polis amirlerinin isimlerini burada yazmayacağım ama 3 kişi arasında yapılan ses kaydının bilirkişi tarafından çözümü yapılarak mahkeme evraklarına giren konuşma dökümünün giriş kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

1. Şahıs: Kuracam ben şimdi fabrika kuracam merdiven altı.

2. Şahıs: Ne fabrikası kuruyon?

1. Şahıs: Bu Samsun'a kuruyorum. Bir tane KOM gelsin karışsın bana. Anasını Si..... KOM'unda, emniyetinde. Kuruyor muyum, kurmuyor muyum?

2. Şahıs: Ne fabrikası kuruyon?

1. Şahıs: He? Merdiven altı

2. Şahıs: Tütün mü?

1. Şahıs: Yok tepsi yapacam

2. Şahıs: Tepsi ne lan?

1. Şahıs: Aynı gelip burada yapacam.

2. Şahıs: Tepsi ne lan?

1. Şahıs: Sarma

3. Şahıs: Sarma sigara var ya...

 

Mahkemeye yansıyan ses kaydının dökümünde kurulacak fabrikanın detayları ve emniyet amirlerinin isimleriyle devam ediliyor...

 

2021 yılında mahkeme evraklarına yansıyan bu konuşma üzerine kaçak kurulacak sigara fabrikasının akıbeti hakkında araştırmaya girişiyorum. Öyle ya kaçak sigara fabrikası kurulacağı mahkeme evraklarına kadar yansıdıysa bu olayı yapacak isimlerin arkasında KOM Daire Başkanlığı'ndan isimlerde olsa, adli mercilerde adamları da olsa mümkün olmaması lazımdır.

 

Yaptığım araştırma sonucu günlük 50 bin paket kapasiteli merdiven altı sarma sigara fabrikası Samsun'da kurulmuş. Sadece Samsun'a değil tüm Karadeniz'e dağıtım yapılıyormuş. Günlük cirosunun yaklaşık 500 Bin lira olduğu düşünülüyor.

 

Tütün evleri LİNE isimli cep telefonu uygulaması üzerinden iletişime geçerek ne kadar sarma sigara talep ediyor ise araçla kendilerine servisi yapılıyormuş.

 

Sarma sigaraların ince ve kalın olmak üzere 2 farklı şekilde satışı yapılırken merdiven altı üretim yapılan tesiste ince sigara üretimi yapılıyormuş.

 

Bir haber kaynağım üretim tesisinde 3 tane Suriyeli çalıştırıldığını dile getirirken, diğer bir haber kaynağım ise 5 tane Suriyelinin tepsi isimli makinelerin başında olduğunu dile getiriyor.

 

PKK bağlantılı isimlerin nasıl olurda Samsun'da böyle bir işe giriştiği ve günlük 50 bin paket sarma sigaranın dağıtımını bu kadar kolay yapabildiği, kimsenin neden müdahale edemediğiyle ilgili daha derin araştırmaya giriştiğimde ise, bu işi yapanların korumacılığını Samsun'da ülkücü kimliğiyle sokaklarda isim yapmaya çalışan bir çete yapılanmasının soyunduğunu öğrendim.

 

Görünüşte işi kendilerini ülkücü gibi tanıtan çete bozuntuları üslenirken, arka planda işin başında Kandil ile bağlantısı bulunan devletin içindeki isimler var.

 

Bu olayın birde siyasi ayağına ulaştım ve üzerinde çalışmalarım devam etmekte. Asıl büyük vurgun bandrol üzerinden oluyormuş ve işin bu aşamasında Ankara'da büyük isimler devreye girerken siyasilerde bu aşamada olaya dahil oluyormuş! Samsun'da kurulan merdiven altı üretimle günlük cironun 500 bin lira olduğu düşünülürken, bandrol vurgunundaki rakamların daha dudak uçuklatıcı olduğuna işaret ediliyor.

 

Bir sonraki yazımda görüşmek umuduyla...