Canım Sıkılıyor Dostlar-4 HSYK’a Açık Mektup
Çünkü hukuk sistemimizde, -hala kabul edemediğim- bir kural var: “Usul, esastan önde gelir.”
Anlamı şu: Senin haklılığından önce gelen “usul”dür. Bu kuralın anlamı şu: “haklı-haksız” veya “suçlu-masum” olmanın hiçbir önemi yok. Usule uygunsa her şey olabilir. Yani ki, “kılıfını hazırladıysan, minareyi çalmanda beis yok.”
Bizim delilerden bir avukatla girdiğim bir mahkemede yaptığı ikazı hiç unutmam: “Hocam” demişti. “Sakin ol. Mahkemeler delikanlılık-mertlik yeri değildir. Sus ve konuşma. Bana bırak.”
Genelde hep o tavsiyeye uydum. Arada bir tepemin tasının attığı zamanlarda olmadı değil.
İşte o günlerde adalet sistemimizin açıklanmayan yeni kuralları olduğunu öğrendim.
Hâkim-savcı hata yapabilir mi?
Tabii ki… İnsandır; yapar. Mahkemede tartışabilir misiniz? O biraz zor. Zira hâkim ve savcılar kendilerini adliyenin kralı olarak görürler. Gerçi yaşlandıkça olgunlaşırlar ve değişirler ama gençken küçük dağları bırak Everest’i bile kendi yarattıklarını sanabilirler.
Hele ki kendileri biat kültürü ile yetişmişlerse….
Biat kültürü… İslam Âlemi’nin afyonu… Özellikle dini grupların ve/veya tarikatların en büyük silahı.
Ben savcıyım; “tutanak tutarım/ tutuklarım/hapse atarım.” deyince karşısındakilerin el pençe divan duracağını zannederler. Çünkü kendileri, o makama gelene kadar, mürşidlerinin/ şıhlarının/pirlerinin önlerinde ceketlerini ilikleyip el pençe beklemişlerdir.
O sebeple derim ki, hiçbir tarikatçıyı adliyeye sokmamak lazım. Hatta 15 temmuz olayından sonra belirli kurumlardan kesinlikle uzak tutmak lazım.
Savcı, hâkim hata yaparsa veya suç işlerse hakkınızı nerede arayacaksınız? Hataların düzeltilmesi üst mahkemelerde, suçun araştırması HSYK’nda yapılır.
Yani yasalarda böyle yazıyor da…
Siz inanmayın…
HSYK’nın esas işlevi hata yapan-suç işleyen hâkim ve savcıları korumak gibi görünüyor.
Yaşadım biliyorum..
HSYK’ya bir hâkimi –acemilikle yaptığı hatadan ve mahkemedeki tutumundan dolayı- şikâyet ettim; aylar sonra HSYK’dan cevap geldi: “Dilekçeniz işleme konmamıştır.”
Yasal olarak iki kez itiraz ettim. İlk kararın tasdikinden başka bir şey olmadı.
HSYK yasaların üstünde mi? Zira yasal olarak böyle bir hakkı olamaz.
Ardından iki savcıyı kasıtlı taraf tutmaktan ve suça teşvik etmekten HSYK’ya şikayet ettim. Yedi ay hiçbir cevap gelmedi. CİMER üzerinden müracaat ettim.
Dilekçeme cevap yerine, “bilgi edinme formu” gönderdiler.
Doldurup gönderdim. Hâlâ bekliyorum.
Devlet terbiyemiz hakkımızı “adalet sistemimiz”de aramamızı gerektiriyor. VAZ GEÇMEYİZ.”
Ama.. adalet sistemimizde son 25 yılda önce FETÖ’nün sonra diğer tarikatların nasıl yapılandığını da biliyoruz.
Çünkü bu devletin sahibi biziz.
Devletin memurları unutmamalılar: Siz kral veya sultan değil; bizim memurlarımızsınız.
Ve biz, Türk milleti olarak elimizde teberle gezen dervişlerdeniz.
(Bu anlatılan olayların Samsun Adliyesi ile ilişiği yoktur.)
Devam edeceğiz.