Çalacaksan Büyük Çalacaksın
Çalacaksan Büyük Çalacaksın
Sen asgari ücretle ya da memur maaşınla 25 sene çalış, hele esnafsan dünya kadar giderlerinin altın da ezil, ömrün ödemeyle geçsin.
Sen asgari ücretle ya da memur maaşınla 25 sene çalış, hele esnafsan dünya kadar giderlerinin altın da ezil, ömrün ödemeyle geçsin.
25 sene sonunda yemeyip içmeyip biriktirdiğin parayla zar zor bir ev alabilesin, sonra emekli olup üç kuruşa talim edip ay sonunu zor getiresin...
Sonra birileri çıksın kara para aklasın, milyonluk vergi kaçırsın. İki bilemedin üç sene içinde milyonluk servetin sahibi olsun, görgüsüzce yayın yapıp "bana araba al", "bana uçak al", "bana yat al", "bana villa al" diyerek dolarları sağa sola fırlatsın, milyonluk onlarca arabası olsun.
Rakiplerinin iş yerini kurşunlatsın, komşusunun evini bassın.
Sonra tutuklanır gibi yapılıp 12 ay geçmeden serbest bırakılsınlar.
Ne güzel değil mi?
Oysa;
Polat çiftine yönelik yürütülen soruşturmaya ilişkin MASAK tarafından 49 sayfalık rapor hazırlanmış. Raporda, şirketlerin aile üyelerinin üzerine kurulduğu, şirkete gelen para miktarının tam 500 milyon TL olduğu tespitine yer verilmişti.
Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda! Dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili, Mali Suçları Araştırma Kurulunca (MASAK) ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti. Hatta bu şahısların şirketlerine kayyum atanmıştı.
Kısaca sahte fatura düzenleyerek sahtekârlık yapıyorlar, kara para aklıyorlar hatta iş yeri kurşunlatmaya kadar gidip mafyacılık oynuyorlar, görgüsüzce basitlik dolu videolar paylaşıyorlar, vergi vermiyorlar.
Peşine devletin yetkilileri bu şahıslar hakkın da inceleme başlatıyor onları cezaevine gönderiyor, mal varlıklarına el koyuyor, şirketlerine kayyum atıyor. Sonra da sanki bunların hiç suçu yokmuş gibi üç beş ay sonrasında serbest bırakıyorlar.
O zaman benim de aklıma şu soru geliyor; Suçları yoksa neden tutuklandılar veya suçları varsa neden bırakıldılar?
Mesela benim içimde vicdan yoksa ahlaki değerler yoksa yaklaşık 30 yıl çalışmak yerine, bende milyon dolarlık sahte faturalar kessem gidip paraları bir yerlerde aklasam sonra beni de üç beş ay tutuklasalar sonra bıraksalar daha karlı olmaz mıyım?
Hadi benim boğazımdan haram geçmez diye ben bunu yapmadım diyelim. Peki, yapacaklara bu durum bir örnek olmaz mı?
Birileri de çıkıp “ya 30 yıl çalışmak yerine iki sahte fatura keselim paraları aklayalım milyonları götürelim Polat çifti gibi üç beş ay yatalım sonra kral gibi yaşayalım” diyenler çoğalırsa ne olacak?
Mesela, bu Polat çiftine tahliye kararı verildikten sonra sosyal medyada 250 bin takipçi kazanmış. Bu takipçiler bunları örnek alıp aynı yoldan gitmek için takip etmeye başladıysa vahim bir durum. Yok, bunlara hayran oldukları için takip aldıysalar bu daha da vahim bir durum.
Düşünsenize sahte fatura kesip kul hakkı yiyenleri baş tacı yapmış olmuyorlar mı?
Sonuç olarak "Engin bana araba al" dendi ve alındı, "Engin bana uçak al dendi" ve alındı, "Engin bana villa al dendi" ve alındı.
Son olarak da "Engin bana tahliye al dendi" ve alındı gibi bir şey oldu bu durum.
Elbette bu mümkün değildir ülkemizin mükemmel adalet sisteminde parayla tahliye alınmaz!!!
Ama inanın halkın büyük bir kısmı bu şekilde düşünmeye başladı, sanki parası olan her şeyi satın alabilir algısı halkın kafasına yerleşti.
İki dilim baklava çalan çocuk bu ülkede 9 yıl ceza alıp, milyonlarca liralık sahte fatura kesenler üç beş ayla kurtuluyorsa! Çalacaksan büyük çalacaksın sözü doğrulanmış gibi oluyor.
Hadi azıcık düşünelim.
“Çalacaksan büyük çalacaksın” sözü bir ülkede atasözü gibi kullanılıyorsa o ülkede ki Adalet sistemi ne durumdadır?
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.